kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
10 Nisan 2009, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Bu robotlar beş dakika içinde portrenizi çiziyor.

Hepimiz Warhol'uz hepimiz Björk'üz

26.03.2009
Santralistanbul'daki 'Haritasız' sergisi, yeni medyanın da etkisiyle herkesin sanatçı veya bir sanat eserinin parçası olabileceğini gösteriyor. Üç kata yayılan kimi yerleri kapkaranlık, kimi yerleri rengârenk sergideki eserlerin çoğunu ellemek ve keşfetmek gerek..
Bundan yüzyıllar önce sadece kralların ve soyluların portre resimleri yapılırdı; portresi yapılanlar ayrıcalıklı insanlardı. Şimdi yeni medyanın demokratikleştirici gücünün etkisiyle herkes sanat eserinin bir parçası, öznesi veya nesnesi olabiliyor.
Örneğin bir robotun karşısına oturuyorsunuz; bu robot beyaz tahtaya mürekkepli kalemle portrenizi çiziveriyor. Beş dakika sonra tahtayı tutuyor, portreyi izleyenlere gösteriyor ve hemen ardından acımadan bir çırpıda siliyor... Veya renkli bir masanın karşısına geçiyorsunuz; bu masanın üzerindeki küpleri hareket ettirdikçe bir bakıyorsunuz, elektronik müzik yapıyorsunuz... Üstelik Björk'ten aşağı kalır yanınız yok! Kısacası artık herkes sanatçı, herkes sanat eserinin bir parçası...
Santralistanbul'da başlayan 'Haritasız: Medya Sanatında Kullanıcı Çerçeveleri' sergisi, tam da bu örneklerden anlaşılacağı gibi izleyicilerini birer kullanıcı, katılımcı ve yaratıcı olmaya davet ediyor.
Serginin eş küratörleri Bernhard Serexhe ve Ahmet Atıf Akın davetlerini şöyle anlatıyorlar: "Sergideki tüm işler izleyiciyle ilişki kuruyor; hepsini izleyicinin kullanması gerekiyor. İşlerin çoğu kullanıcı tarafından deneyimlendikçe ortaya çıkıyor; anlamlı oluyor.
Türkiye'de medya sanatları anlamında ilk kez böyle bir sergi yapılıyor. Dolayısıyla retrospektif bir havası var; ama kronolojik olmak gibi bir iddiası yok." Sanatın yeni medyayla ilişkisini sorgulayan sergi, Avrupa'nın en önemli kültürel enstitülerinden ZKM Sanat ve Medya Teknolojileri Merkezi'nin katkılarıyla gerçekleştiriliyor. Bu merkez, Almanya'nın Karlsruhe kentinde kurulmuş, kültür sanat sahasında bilişim teknolojilerinin kullanımı konusuna odaklı, köklü bir medya sanatları merkezi.
'Haritasız' sergisi, girer girmez dikkati çeken Volkswagen minibüsle; yani 70'li yıllardan başlıyor.
Üst katlara çıktığınızda, sanat eserleriyle iletişim kurmaya başlıyorsunuz. Dokunuyorsunuz, kurcalıyorsunuz, keşfediyorsunuz... En üst katta ise en avangart, en genç ve keşfedilmemiş sanatçıların son dönem işleri yer alıyor. Örneğin bu katta karşınıza internet üzerinden yaşatmaya çalışılan bir bonzai çıkabilir. Bu bonzainin altında bir su haznesi, üzerinde florasan ve nem ölçeri bulunuyor. Bitkinin durumu internet sitesinde her dakika belirtiliyor; siz de bilgisayarınızın başından, eksik görürseniz su ekleyip, ışık şartlarını değiştirebiliyorsunuz. Birkaç adım attığınızda, duvardan aşağı sarkan gazeteler dikkat çekiyor. Günün gazetelerinin bağlı olduğu düzeneğe yaklaştığınız zaman, okumak istediğiniz gazete sizden kaçıyor. Kısacası bu, basılı medyayı eleştiren bir iş. Bir köşede ise tek başına, ne olduğu belli olmayan siyah bir kutucuk duruyor. Bu kutunun içinde 400 terebayt disk, 36 çeşit sensör var; koku, ışık ölçüyor, ses kaydediyor ama bunları yaparken dışarıya hiçbir şey belli etmiyor. Şu ana kadar 17 tane sergi dolaşmış; hepsinin bilgisini bünyesinde barındırıyor. "Kim bilir hafızasında neler var!" deyip, yanından ayrılıyoruz...

İŞ FIRSATI BİLE OLABİLİR
Serginin bir diğer önemli tarafı, gençler için her şeyin bir umut kapısı olabileceğini göstermesi. Bunun ne demek olduğunu eş küratör Ahmet Atıf Akın şöyle anlatıyor: "Buradaki işlerden faydalanacak girişimciler, sanatla hiç ilgili olmayan mühendisler çıkabilir.
Yeni medyada çok küçük bir yatırım, çok büyük bir araca dönüşebiliyor. Ufak tefek icatlar, mekanizmalar, fikirler uzun vadede büyük yatırımlara dönüşebiliyor.
Gençlere bunu göstermek istiyoruz." Bunun en güzel örneği ise Evelina Domnitch ve Dmitry Gelfand'ın NASA tarafından araştırma bursu ile ödüllendirilen, sese duyarlı bir sıvı ile çalışan ses görselleştirme Camera Lucida adlı projesi. Belaruslu ikili, ses görselleştirme amacıyla yaptıkları araştırma sonucu geliştirdikleri sıvı ile Avusturya'nın Linz kentinde düzenlenen, dünyanın en önemli elektronik sanat festivallerinden biri olan Ars Electronica'da da ödül almıştı.
80'den fazla sanatçının katıldığı sergi, 16 Ağustos'a kadar pazartesi hariç her gün açık. Tel: (0212) 444 04 28
Haberin fotoğrafları