Askerliğini tamamlayan Mehmet, İstanbul'da bulunan annesine ve babasına telefon açtı: "Sonunda eve geliyorum ama, bir şey sormak isterim. Bir arkadaşımı beraberimde getirebilir miyim?"
- Tabii getirebilirsin evlâdım.
- Ama bilmeniz gereken bir şey var. O savaşta ağır yaralandı. Mayına bastı kolu ile bacağını kaybetti. Başka gidecek bir yeri yok. Bizimle yaşamasını istiyorum.
- Çok üzüldük. Belki kalacak bir yer bulması için ona yardımcı olabiliriz.
- Yok onun bizimle yaşamasını istiyorum.
- Oğlum sen ne istediğinin farkında değilsin. Böyle büyük bir sorunu olan bir kişiyle yaşamak hepimizi rahatsız eder. Bizim de kendimize göre bir hayatımız var. O kendi yaşantısını devam ettirmenin yolunu bulacaktır mutlaka.
Mehmet telefonu kapatır; o günden sonra kendisinden hiçbir haber alınmaz. Birkaç gün sonra polis aileyi arar. Anne ve babaya, oğullarının bir binadan edüşerek öldüğünü söylerler. Mehmet intihar etmiştir. Anne ve baba, Mehmet'i teşhis için morga gider. Evet, orada cansız yatan sevgili oğulları Mehmet'tir ama bir bacağı ve bir kolu yoktur.
(Ali Ersoy'a teşekkürler)
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 5 Nisan 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/05//haber,164A36424D7144F6ADCEEB11021F470E.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.