kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Mart 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Kozlov, konsantre olduğu için ringde hiç gülmüyor.

Annem güreşçi olduğumu bilmiyor

BURCU ALDİNÇ
20.03.2009
Bu hafta vizyona giren The Wrestlerfilminde ele alınan WWE (Dünya Güre. Eğlencesi) sporunda, gerçekte neler olup bittiğini ülkemize gelen Rus güre.çi Vladimir Kozlov anlattı..
Vladimir Kozlov'un boyu 1 metre 98 santimetre, kilosu ise 140. O dünyanın en ünlü güreşçilerinden biri. Ama bizim ata sporumuz olan güreşten bahsetmiyorum. Konumuz, tüm dünyada milyonlarca hayranı olan WWE (The World Wrestling Entertainment) yani Dünya Güreş Eğlencesi. Bu hafta vizyona giren ve başrolünü Mickey Rourke'un oynadığı The Wrestler (Şampiyon) filmi, tam da Kozlov'un yaptığı sporu anlatıyor. Ringde güreşçiler birbirlerinin üzerine atlıyor, kafalarında sandalye parçalıyor, vücutlarını zımbalıyor, birbirlerini ölesiye dövüyorlar. Ama aslında tüm bunlar bir koreografi ve şovdan ibaret.
Yani kazanan kişi de, neler yapacakları da önceden belli. Yine de filmde sporun aslında şov olmasına rağmen, nasıl da tehlikeli olduğuna değiniliyor.
Türkiye'nin çok da aşina olmadığı bu spor dalını merak edenler pazartesi akşamları FOX TV'de yayınlanan Smackdown programını izleyebilir. Programda şovun kötü adamı olarak karşımıza çıkan Kozlov, tanıtım çalışmaları için İstanbul'a geldi ve dünyada milyonlarca hayranı olan bu eğlence sporunda gerçekten neler olup bitiyor anlattı. Güreşçi olduğunu annesinden gizleyen 140 kiloluk dev adam, "Annem buna hazır değil," diyor.

- Ukrayna Amerikan futbolu milli takımında oynamışsınız, samboda (Rus dövüş sanatı) dünya şampiyonu olmuşsunuz, judo ve kickbox yapmışsınız. Neden bu sporlardan birini değil de güreşçi olmayı tercih ettiniz?
- Evet küçüklüğümden beri birçok spor dalıyla yakından ilgilendim. Üniversite yıllarında Amerikan futbolu oynadım ve milli takıma seçildim. Ama bunlar benim için yeterli olmadı. İçimde hep, hem bir atlet hem de oyuncu olma arzusu vardı. İşte bu sporda tüm bunlar bir arada.
İyi bir atlet olup, formunuzu korumalısınız, aynı zamanda iyi bir dövüşçü olmalısınız ama tüm bunların yanında iyi bir de oyuncu olmalısınız. İşte ben dövüşü, sanatla birleştirmek istedim ve güreşçi olmaya karar verdim.

- Zaten sizin sahnede ve bazı filmlerde oyunculuk deneyimleriniz de olmuş. İleride
hayaliniz nedir, Hulk Hogan gibi sinema filmlerinde başrol oynamak mı?
- Evet, neden olmasın? Daha önce beş-altı filmde rol aldım ve oyunculuğuma da güveniyorum. Umarım ileride daha büyük projelerde de yer alırım. Ama en büyük hedefim WWE Dünya Şampiyonu unvanını elde etmek.

- Peki siz "Ben Amerikan futbolunu bırakıyorum, artık güreşçi olacağım," dediğinizde aileniz nasıl tepki verdi?
- Hiçbir tepki vermediler çünkü hâlâ bilmiyorlar. Bu, benim onlardan sakladığım bir sır. Henüz hazır olmadıklarını düşünüyorum.
Aslında her şey bir şovdan ibaret ama ne kadar 'dev adam' olsanız da onların gözünde hiç büyümüyorsunuz. Ama zamanı gelince anneme güreşçi olduğumu itiraf edeceğim. Belki şampiyon olduğumda bunu yaparım.

- Okuduğum bazı röportajlarda, meslektaşlarınız bu sporun bir şov olarak başladığını ama günümüzde artık çok tehlikeli bir hale geldiğinden bahsediyorlardı. Gerçekten kaburgalarını kıranlar, ciddi yaralananlar oluyormuş.
- Hayır, hiçbir tehlikesi olduğunu düşünmüyorum. Bir müzikal, bir tiyatro oyunu gibi... Senaryo yazılıyor ve biz o senaryoyu canlandırıyoruz. Zaten her isteyen güreşçi olamıyor, bunun için özel okullar ve eğitimler var. Onları bitirdikten sonra ringe çıkabiliyorsunuz. Yaralanma ve sakatlanma ise her spor dalında yaşanıyor.

- Peki bu sporda kazanan belliyse, amacınız ne? Ve kazananı kim belirliyor?
- Seyirci. Önemli olan seyirciyi ele geçirmek.
Onlar sizi alkışlar, sizin yanınızda olursa siz kazanırsınız.
Haberin fotoğrafları