kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
27 Mart 2009, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Türkiye'nin AB yolu uzun bir süreç"

CİHAN
Giriş Saati : 27.03.2009 15:35
Güncelleme : 27.03.2009 19:14
Yeni Haber
Danimarka'da Liberal - Muhafazakar azınlık koalisyon hükümetini dışarıdan destekleyen aşırı sağ Danimarka Halk Partisi'nin (DF)Türkiye'nin AB üyeliğinin referanduma sunulması isteği kabul edilmedi...
Türkiye karşıtlığıyla dikkat DF'in önergesini milletvekili Morten Messerschmidt verdi. Messerschmidt sorusunu cevaplayan Per Stig Möller, Türkiye'de son yıllarda reform sürecinde bir yavaşlama olduğunu ancak iktidarın tam üyelik konusunda tam bir irade ortaya koyduğunu söyledi. Möller, Türkiye'nin 2002-05 döneminde çok önemli reformlara imza attığına dikkat çekerek, "Türkiye'de anayasa ile din ve devlet işleri kesin bir şekilde ayrılmıştır. Bazı kesimlerin AK Parti'nin geçmişinden dolayı endişe taşıdıkları doğrudur. Ancak iktidar partisi, İslami bir gündemleri olmadığını defalarca söylemektedir. Temmuz 2007'de oların yüzde 47'sini alarak güçlü bir şekilde iktidarına devam eden AK Parti'ye açılan kapatma davası hem enerji kaybına hem de AB yolunda reformların yavaşlamasına sebebiyet vermiştir. Davanın AK Parti lehine sonuçlanmasıyla, yeniden AB gündeme gelmiş, bu kez de araya yerel seçimler girmiştir. 29 Mart sonrası yeniden gündemin AB olacağına inanıyorum" dedi. Möller, konuşmasında partilerin mahkemeler tarafından kapatılmasına karşı olduğunu bu konuda Venedik Kriterlerinin uygulanması gerektiğini de ifade etti.

AB Komisyon raporu Türkiye'nin AB kriterlerini yerine getirmeye devam ettiğini teyit ettiğini belirten Per Stig Möller, 301. madde, azınlık vakıfları, ifade ve dini özgürlükler konusunda olumlu adımların atıldığını ancak uygulamada hala problemlerin olduğunu söyledi. Son dönemde hem olumlu hem de olumsuz gelişmelerin olduğuna dikkat çeken Möller, "Kürtçe televizyonun yayın hayatına başlaması son derece olumlu bir gelişme olurken, 2008'de işkence görenlerin sayısında görülen artış olumsuz bir gelişmedir. Sanırım hükümet bu durumu dikkate alarak, konunun üzerine gidecektir" diye konuştu. Türkiye'nin Ortadoğu ve Kafkaslardaki sorunlarda önemli görevler yerine getirdiğine dikkat çeken Möller, "Türkiye'nin AB yolu uzun bir süreç. Yerine getirilmesi gereken bir çok reformlar var. Bu sürecin nasıl biteceğini şimdiden kestirmek çok zor. DF, şuanki Türkiye'yi göz önüne alarak değerlendirme yapıyor. Müzakere sürecini başarıyla yerini getirmiş, tüm reformları hayata geçirmiş bir Türkiye'ye DF'in bile karşı çıkacağını sanmıyorum" dedi. Möller konuşmasını söyle tamamladı: "Son olarak şunu belirtmeliyim ki, insan hakları, dini ve ifade özgürlüğü ile askeriye üzerinde sivil kontrolün artması Türkiye'nin yol alması gereken konular arasında bulunuyor. Türkiye'nin AB yolu uzun ve engellerle dolu. Türkiye kendisi AB'ye yakınlaşmak istiyor. Bu durum hem Danimarka'nın hem de AB'nin yararınadır. Bütün süreç bittiğinde karşımızda çok farklı bir Türkiye'yi bulacağız"

Görüşmelerin sonunda Türkiye'nin AB'ye üyeliği ve müzakerelerin devam etmesi konusunda referanduma gidilsin önerisi ise 18'e karşı 89 oyla reddedildi.