Sabahın köründe gazetede bittim. Öyle sabahın körü ki, güvenlik görevlisi beni görünce 'bir terslik mi var' hesabı saatine baktı, sekreter Esra bildiği duaları okumaya başladı. Hayırlara vesile olsun inşallah. Taze simitin yanına çayımı da koydum, hem yiyorum hem düşünüyorum. Şu alkollü bünyenin cep telefonuyla imtihanı ne olacak dersiniz sevgili okur... Kana biraz alkol karıştı mı insanın onu bunu arayası, SMS'lere doymayası ya da arayanlara saçmalayası tutuyor. Sabaha da ortalık toz duman oluyor. Kendimizden bile gizlediğimiz ne çok duygumuz var...
AFFETMENİN GÜCÜ Tık tık tık... Kapı! Aaa! "Günaydın İpek". Bizimki enerji topu gibi döne döne odama daldı. "Bak sana ne getirdim." İpod'unu hoparlöre bağladı. Saçlarını savurup karşımdaki koltuğa oturdu, "Aç aç" dedi. "Neyi açayım kızım?" 'Affetmenin Özgürleştirici Gücü'nü. O ne balım? Bizimki şimdi de motivasyon serisine sardırmış. Müjdemi isterim. Uzman Psikolog Nil Gün'ün dizi dizi CD'leri varmış. Amaç belirleme gücü, iç huzurunuza ulaşın, zayıflayın, düşüncelerinizi değiştirin falan da filan. İpek evde mumlarını yakıp CD'lerini koyuyor, motivasyonlara doymuyormuş. Dedim ben size, bugün başıma bir şeyler gelecek diye. Kaza geliyorum demezmiş, geldi bile; odamda! İpek, "Koltuğa yaslan, gözlerini kapat" buyurdu. Yaslandım, gözlerim yarı açık, bakayım bizimki ne edecek? Fonda guru müziği kılıklı bir müzik. Önce bir abi sizi hadiseye ısındırıyor. "Nil Gün'ün hazırladığı 'Motivasyon' serisinden 'Affetmenin Özgürleştirici Gücü' CD'sini dinliyorsunuz. Bu CD'yi kendinizi ya da başkasını affetmeye ihtiyaç duyduğunuz her an dinleyin. Her dinleyişte yeni seçimler yapacak, farkındalıklar kazanacaksınız." İpek'e dönüyorum, "Bırak şimdi. Ciddi mi?" Olayı bilmem de İpek pek ciddi. Devam... Nil Gün uykudan önce ses tonuyla konuşuyor. "Merhaba, ben Nil Gün. Acı, şok ve hayal kırıklığı yaşadığımızda, bize bu duyguları yaşatan kişiyi asla bağışlayamayıp, affedemeyeceğimizi düşünürüz..." doğrudur! Eee? Affetmemenin yaşamımızdaki etkilerinden birkaçı şunlarmış: Depresyon, düşük özgüven, tekrar tekrar sana zarar veren ilişkilerin içinde kalmak, bağımlılıklar...
İÇİNDE BOŞLUK VAR MI? Aaa... Anlat bakalım. Anlatıyor ve müzik giriyor. "Niye sustu bu İpek?" "İlk bölüm bitti Ayşe, one minute! Çabuk kapat gözlerini, ha bi de ellerini aç." "O niyeymiş?" "Avuç içlerin tavana baksın hadee!" "Niye?" "Ya, sen yap. Enerjin düzelecek." E, yapalım bari... Nil Gün devam ediyor: "Kim var ki bu dünyada birilerini kırmamış, birileri tarafından kırılmamış..." Ben duruma alışmaya çalışıyorum, İpek o kadar alışkın ki her cümleden sonra kafa sallıyor. Sanırsınız hayatın sırrını buldu hatun. Hah! Şu kısım ilgimi çekti, "Sık sık içinde bir boşluk hissediyor musun?" diye soruyor Nil Gün. Buyurun benim canım.
AH BAŞIMA GELEN "Bu boşluğu alkol, ilaç, aşırı yemek, aşırı çalışmak, kumar ya da çok alışveriş yaparak doldurmaya çalışıyor musun? Bazen sanki geçmişini tekrar yaşadığın hissine kapılıyor musun?.." Ay eveeet! Örneklemeyi bırak da çözümü söyle. Nasıl affedeceğiz yani gerçekten, içimize sine sine? Bazen çok zor oluyor affetmek. "Affetmek unutmak değildir, olaylardan dersini al!" diyor Nil Abla. Affetmek geçmişi değiştirmez, geleceği daha parlak yaparmış... Tamam, anladık da nasıl affedeceğiz bacım, bir söyle! Bak 45 dakika oldu hâlâ örnek veriyor. Ay şiştim be! Ellerim da havada... Sabah sabah başıma gelene bakın. Şu kadının anlayış kokan, 'şefkat anne' ses tonu ömrümü yedi. İpeeeeek, tamam! Herkesi affedeceğim, yeter ki motivasyonunu da al git! Bu ne kaderdir; insanın bir tane normal arkadaşı olmaz mı canım!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 17 Mart 2009, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/17/gny/ozyilmazel.html
Tüm hakları saklıdır.