Giriş Saati : 14.03.2009 15:17 Güncelleme : 14.03.2009 15:25
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal, AK Parti Hükümetinin, Cumhuriyet tarihinin en çok para kullanan hükümeti olduğunu söyledi.
Baykal, partisince Mardin'de düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Mardin'in Türkiye'nin, Anadolu'nun, Orta Doğu coğrafyasının kültür ve inanç merkezlerinin başında geldiğini belirtti. Mardin'in dinlerin, dillerin, kültürlerin barış, kardeşlik ve huzur içinde bir arada yaşadığı, dünyaya örnek gösterilecek bir yer olduğunu ifade eden Baykal, ''Mardinimiz hem bir barış, kardeşlik, inanç, din, kültür merkezi olarak, hem de tarihin ilk çağlarından buyana insanlığın en güzel eser ve yapılarının ortaya çıktığı, gerçekten dünya çapında ilgi çekici bir büyük kent, bir tarih kenti ve bir insanlık kenti olarak bambaşka bir yere sahiptir'' dedi.
''FABRİKALAR KAPANMAYA BAŞLADI''
Baykal, tarımsal sulama yapmak için kuyulardan su çeken 3 bin Mardinli çiftçiye 500 trilyon elektrik borcu yazıldığını, Mardinli çiftçinin İstanbul'daki fabrikatörden daha fazla elektrik bedeli ödediğini söyledi. Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bu hükümet, Cumhuriyet tarihinin en çok para kullanan hükümetidir. En çok kaynak kullanan hükümettir. Hiçbir hükümete bu kadar para nasip olmamıştır. Bunlar Türkiye'yi 220 milyar dolar borçla aldılar. 7 yılda tek başlarına 280 milyar dolar ek borç yaptılar. Üstelik devletin, Cumhuriyetin bugüne kadar yaptığı tesisleri sattılar ve milyarlarca dolar da ondan para kazandılar.
Geçmişe hakaret, küfür ettiler ama onların eserleriyle günlerini gün ettiler. Peki bu kadar parayla ne yaptılar. GAP bitti mi, bitmedi. Bunlar geniş, büyük para kullandılar. Ama o parayı milletin refahını artıracak, gençler iş verecek, bölgeyi kalkındıracak istikamette ciddi harcamalara dönüştüremediler. Har vurup harman savurdular, gösteriş harcamaları yaptılar. Harcadılar harcadılar, Türkiye'yi borca batırdılar. Fabrikaların kapamasına neden oldular. Çiftçiden KDV alıyorlar, pırlantadan KDV almıyorlar. Yani ne hesap, ne Ali Cengiz oyunları bunlar. İthalatı patlattılar, Türkiye'deki fabrikalar yavaş yavaş kapanmaya başladı.''
Baykal, bugün sanayide her 10 tezgahtan 4'ünün kapandığını, 2008 yılı kasım ayı itibariyle işsiz sayısının 1 milyon arttığını belirterek, ''bugün 2008 kasımında 2002 kasımına göre 1 milyon daha fazla işsiz var. Aralık, Ocak, Şubattaki işsiz sayıları buna dahil değil'' dedi.
''DEĞİŞİM KAÇINILMAZ HALE GELDİ''
Çalışanların, kazandıklarının yarısı kadar vergi ve stopaj ödediklerini, 2009 ocak ayında 138 bin kişinin borç ödeyemez hale geldiğini dile getiren Baykal, Türkiye'nin yeni bir anlayışa ihtiyacı olduğunu belirtti. Baykal, şöyle dedi:
''Bu böyle gitmez, böyle gitmemeli, artık bir değişim kaçınılmaz hale geldi. Ekonominin, işsizliğin, çiftçinin, esnafın hali ortada. Bunca sıkıntı var, bunca sıkıntılı olan ülkede bir de ne var? Yolsuzluk var, yolsuzluk. Türkiye'deki yolsuzlukların farkında mısınız?. Deniz Fenerini biliyor musunuz?. Eskiden ferdi yolsuzluklar yapılıyordu, şimdi teşkilatlı, dernekleşmiş, şirketleşmiş, mevzuatla kanunla yapılan yolsuzluk, iktidar himayesinde yapılan yolsuzluk var.
Adam Almanya'da dernek kurmuş. Ramazan mübarek ayda cami cami dolaşmış, ağzından bal akıyor, din ve imandan başka bir şey konuşmuyor. İnsanlar da Allah'ın emri, dinin icabı yardımını bunlara teslim etmiş. Parayı din, iman diye Allah, Peygamber, Kur'an diye diye toplamışlar. Olur mu böyle şey. O parayla Türkiye'de şirket kurmuşlar, para kazanmaya başlamışlar. Hırsızlığın bile ahlakı var. Çek elini, dinin, kitabın peygamberin üzerinden.''
''HOROZ DÖVÜŞÜ İLE İŞİM YOK''
Baykal, CHP iktidarı ile yolsuzlukların aydınlanabileceğini savunarak, milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması gerektiğini ifade etti. Kim olursa olsun hırsızlık yapandan hesap sorulması gerektiğini vurgulayan Baykal, hırsızlık yapandan milletvekili, başbakan da olsa hesap sorulması gerektiğini belirterek, ''Ben bunları söylüyorum, başbakan çok kızıyor, bana saldırmaya başlıyor'' dedi. Baykal sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yatarken aklında Deniz Baykal var, kalktığında Deniz Baykal var. Yani gecesi gündüzü Deniz Baykal. Ben bir şeyler söylüyorum, sen de söylediklerime cevap ver. Başbakan bana hakaret etmeye çalışıyor, yüzüne gözüne bulaştırıyor. Yani işi bir horoz dövüşüne çekmeye çalışıyor. Horoz dövüşü ile benim işim yok, o horoz dövüşü senin işin, mübarek olsun. Ben vatandaşın derdiyle meşgulüm. Başbakana bir teklifim daha var. Ben diyorum, hiç uzatmayalım. Mecliste 550 milletvekili var. Bunlara dokunmayalım, ikimizin dokunulmazlığını kaldıralım. Hesabımızı yargıya gidelim verelim.''
Baykal, Habur sınır Kapısı'ndan eskiden 4-5 bin araç giriş çıkış yaptığını, bugün ise bu sayının 700-800'e düştüğünü aktararak, Habur'un yeniden hızlandırılması ve gerekirse ikinci bir sınır kapısının açılması gerektiğini vurguladı.
NEVRUZ VE 1 MAYIS
''CHP iktidarında GAP hızla tamamlanacaktır. GAP'ın hayata geçirilmesi, CHP'nin en öncelikli işi olacaktır'' diyen Baykal, Nevruz ve 1 mayıs kutlamalarına da değindi. Nevruz'un hep bir kabus gibi karşılandığını, olaylar çıktığını, yaralananlar, ölenler olduğunu, herkesin yüreğinin ağzına geldiğini anlatan Baykal, nevruz sonrası gelecek olan 1 mayısın da dünyanın her yerinde özgürce kutlandığını belirtti. Baykal, konuşmasını şöyle tamamladı:
''İnşallah önümüzdeki dönemde köklü değişimler olacaktır. İstanbulunda, Ankarasında her yerde görüyoruz. Türkiye kıpır kıpır. Nabız değişmeye başladı. Bir uyanış bir hareketlenme başladı. Vatandaş, 'din iman, din iman diye diye canımıza okudular' demeye başladı. Bunlar gidecek, Abbas yolcudur yolcu. Bu millet neler gördü. Kimler geldi, kimler geçti. Bunları da gördük, bunlar da gidecek.
Nevruzunuzu da şimdiden kutluyorum. Aman dikkatli olun siz. Ne olur bu nevruzda kimsenin burnu kanamasın. Hiç bir acı yaşanmasın, dikkat içinde olun. Barış ve huzur içinde bunu kutlayalım. Bir sıkıntı yaşanmasın. CHP iktidarında nevruz, devlet-millet el ele şenlik içinde hep beraber kutlanacaktır.'' Baykal, daha sonra belediye başkan adaylarının tanıtımını yaptı.