EA
yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder.
SMS:
?EA
Balbay'ın tutuklanma sebebi fikirleri değil ki!
Karşı karşıya gelmişliğim yoktur. İyi bir insan olabilir ama yazılarından kötülük akar. Hüneri dil cambazlığıdır; üç beş klişe lafa takla attırmaktır.
Ama tüm terbiyesizliğine rağmen Başbakan'a karşı onu savunmuştum.
"Abdullah Gül benim cumhurbaşkanım olmayacak" demişti.
Başbakan Erdoğan da kızmıştı: "Bunu diyenin önce
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkması lazım. Git nerede kimi istiyorsan seç."
Ben de, '
Bekir Coşkun bizimdir' başlıklı bir yazıyla Başbakan'a karşı çıkmıştım. Beğenmediğimiz her fikre 'çek, git' demenin sonu yok çünkü. (
22 Ağustos 2007 )
Daha önce de, Cumhuriyet gazetesi çizeri
Musa Kart'a ve mizah dergisi
Penguen'e dava açtığı için Başbakan'ı eleştirmiştim.
Niye böyle davrandım?
Çünkü basın ve ifade özgürlüğüne inanıyorsak; '
haber yazdı,
yorum yaptı' diye susturulmaya çalışılan meslektaşlarımızı savunmalı ve destek olmalıyız.
Ve elbette bu savunmayı ve desteği kişiler değil
ilkeler düzeyinde vermeliyiz.
Gelelim Balbay vakasına.
Bildiğiniz gibi Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi Mustafa Balbay, geçenlerde tutuklandı.
Perşembe günü çeşitli yayın organlarında çalışan gazeteciler, Cumhuriyet'in İstanbul'daki merkezine giderek Balbay'a destek verdiler.
Gerekçeleri şöyleydi:
* "İfade özgürlüğü mağdurlarını desteklemek için buradayız."
* "Düşüncelerinden dolayı insanların hapse girmemesi için geldim."
* "Tutuklama basın özgürlüğüne karşı müthiş bir darbe."
İfade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü: 40 yılı aşkın süredir gazetecilik yapanlar, Balbay'a işte bu gerekçelerle destek veriyor.
Olayı bilmeyen bir yabancı, bu sözleri duyduğunda, "Bravo, ne güzel bir demokrasi savunusu" der.
Peki, gerçek bu mu?
Mustafa Balbay yazdığı bir makaleden ya da TV'de yaptığı bir yorumdan, eleştiriden dolayı mı tutuklandı?
Yani Balbay, demokratik hakkını kullandığı ve mesleğinin gereklerini yerine getirdiği için mi yargılanıyor?
Hayır! Alakası yok.
Balbay, Ergenekon Davası kapsamında tutuklandı. Darbecilere yardım ve yataklık etmekle suçlanıyor.
Türk Ceza Kanunu'nun 309'uncu maddesi uyarınca, ' Anayasal düzeni silahla değiştirmeye teşebbüs' suçlamasıyla yargılanacak.
Yani ' demokrasi açısından yüz kızartıcı' bir suçlamayla karşı karşıya.
Evet, yüz kızartıcı bir durum bu.
Çünkü Balbay'ın pek sevdiği birtakım silahlı bürokratlar, eğer darbe yapabilselerdi, ortada basın ve ifade özgürlüğü filan kalmayacaktı.
12 Eylül 1980 döneminde Cumhuriyet gazetesi nasıl darbecilerin bir telefonuyla kapatıldıysa, aynı facia, günümüzün bazı yayın organlarının başına da gelecekti.
Bir kere daha altını çizelim:
Aksini söyleyene kanmayın: Mustafa Balbay yazı ve yorumları nedeniyle tutuklu değil!
Balbay, tam da ' gazetecilik dışı kimi faaliyetleri' (kısaca: Ergenekonculuk ) yüzünden suçlanıyor.
İnşallah beraat eder.
Benim asıl merak ettiğim şu:
Balbay ile ilgili olarak, basın ve ifade özgürlüğünden dem vuranlar, bu basit ayrımı kavrayamayacak insanlar değil.
Hakikati bal gibi bilmelerine rağmen acaba olayı niye çarpıtıyorlar?
Niye 'ifade ve basın özgürlüğünü savunuyoruz' kisvesi altında '
Ergenekon dostluğu' yapıyorlar?
Dün
28 Şubat (1997) darbesine direnmiş olanlar, bugün niye kendilerini Ergenekon darbecilerine yakın görebiliyor?
Nasıl oluyor da oluyor?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 14 Mart 2009, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/14//akoz.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.