İLİŞKİLİ HABERLER
Ayak parmaklarım dondu 'Daha kış gelecek' dediler
Ayak parmaklarım dondu 'Daha kış gelecek' dediler
BÜLENT MAKAR / MAGAZİN
12.03.2009
Güneydoğu sorununa değinen 'Güneşi Gördüm'ün başarılı oyuncusu Altan Erkekli, "Bu filmle adaletsizliği sorguluyoruz" diyor ve ekliyor: Filmde ağlayan bir annenin gözyaşları filmi izleyen anneleri de ağlatıyorsa biz amacımıza ulaşmış olacağız..
Mahsun Kırmızıgül'ün yazıp yönettiği 'Güneşi Gördüm' isimli filmde rol alan Altan Erkekli, oyunculuk hayatını ve yeni filmini GÜNAYDIN'a anlattı. Mahsun Kırmızıgül'ün çok iyi bir insan olduğunu söyleyen Erkekli, "Film anlatımı da çok incelikli. Kamera hareketlerini, neyi nasıl anlatacağını çok iyi biliyor. Filme çok çalışarak hazırlanmış, o açıdan da iyi bir yönetmen" diyor. Kırmızıgül'ün oyunculuk anlamında fazla deneyimi olmadığını da söyleyen Erkekli, "Ama öğrenmeye açık ve çok kompleksiz. Filmde de güzel oynamış" diye konuşuyor. İşte Altan Erkekli'nin anlattıkları:
ALTAN ERKEKLİ FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ...
* 'Güneşi Gördüm'deki Davut karakteri size nasıl teklif edildi?
Mahsun Kırmızıgül ile 'Vizyontele'nin galasında tanıştık. BKM'ye gidip geliyor, beni çok sevdiğini söylüyordu. Derken beni yazın Kaş'ta arkadaşımın pansiyonunda tatil yaparken aradı. Yeni bir senaryo yazdığını ve filmde benim oynamamı istediğini söyleyip, senaryoyu gönderdi. Okudum ve çok beğendim. Gerçekten çok güzel bir senaryoydu. Hemen aradım. Birkaç gün sonra buluştuk ve başladık. Bana gerçekten uyan bir roldü. Benim de 20 yaşında bir oğlum var. Oradaki üç evladın acısıyla kendimi çok özdeşleştirdim. Böyle bir senaryonun içinde bu duyarlılıkta olan bir aktörün emeği olması lazım diyerek bu işe başladım.
* Peki sizce filmin Kürt sorunuyla ilgili bir mesajı var mı?
Benim sinema filmlerine bakış açım mesajlarıyla çok ilgili değil! Ama herkesin gördüğünü, yaşadığını estetik bir biçimde ve bir sorumluluk da hissederek tartışmaya açmak lazım. Biz bu acıların, gözyaşının, bu ekonomik çöküşün sinema duygusuyla anlatıldıktan sonra bir daha tartışılmasını istiyoruz. Benim bir sanatçı olarak bütün isteğim bu... Beyazperdedeki annenin gözyaşlarını, onu izleyen anneler de hissederse, bence film amacına ulaşmış olacak.
* Anadolu'da doğan çocukların acıları filmde etkili bir şekilde işleniyor mu?
Evet. Kesinlikle beyazperdeye çok etkili bir şekilde yansıyor. Filmde iyi yürekli bir yüzbaşı var. Mesela; o sürekli köylüye 'Bu çocukları okutun' diyor. Köylü ise 'Nasıl okutayım? En yakın köy 40 kilometre ötede...' diye cevap veriyor. Tam bir trajedi. Orada yaşayan bir delikanlıyla sohbet edip, "Burada hayat geçer mi?" diye sormuştum. "Ağabey ben sekiz sene İstanbul'da, yedi sene İzmir'de çalıştım. Sonra geri döndüm. Meğer burası cennetmiş" dedi. Ama 'cennet' dediği yerde, elini yıkamak için kullanacağı suyu, bidonlarla eve taşıyor. Kış aylarında 2 bin 350 metre yükseklerde en az iki metre kar oluyor. Hastane yok, okul yok, hiçbir şey yok!
KÜRTÇE ŞARKILARI SEVİYORUM
* Bu filmde anlatmak istediğiniz ne?
Biz 'Güneşi Gördüm'le adaletsizliği sorguluyoruz. Eğer bu topraklar bizim diyorsak, bu toprakların üstünde yaşayan insanları da mutlu etmek bizim görevimiz. Eğer onları mutlu ettikten sonra, ortada yine bir itiraz varsa işte o zaman onların tepkilerinin adı 'hainlik' olur. O zaman ortada bir intikam, bir düşmanlık vardır. Ama onların mutluluğunu sağlayamamışken kimse orada 'Kürt Meselesi'ni konuşmasın! Önce o insanlara, insanca yaşama haklarını vereceğiz. Onlar hiçbir şey talep etmiyor. Sadece huzur istiyorlar. Orada (Kars'ta) benim ayak parmaklarım dondu, yanımdaki delikanlı "Bu havada bu kadar üşünür mü ağabey? Daha kış gelecek" diyordu.
* Film çok bıçak sırtı bir konuyu işliyor. Yani Kürt sorunuyla ilgili ilk kez bu kadar cesaretli bir film çekiliyor. Kürtçe bir dönem yasaktı, şimdi bu filmle yine gündeme geldi. Filmde oynamadan önce bu konuda hiç tereddütünüz oldu mu?
İnsan tabii ki bildiği dilde eğitim görmeli. Elbette o kültürün romanını okumalı, hikayesini dinlemeli. Ben onların şarkılarından çok hoşnut oluyorum. Bir de sözlerini anlarsam yüreğimde daha çok etki yapacak. Bilmeyen insanlar ne yapsın! Devlet onlara Türkçe öğretmek için de bir çaba göstermemiş. Okulların halini görüyoruz. Ayrımcılık var ve bunlar çok ayıp şeyler. Ben böyle şeyleri duydukça çok üzülüyorum. Halbuki barış içinde bu mavi gökyüzünde hepimize yetecek kadar hava da, su da var. Ama gönül pencerelerinin açılması gerekiyor.
* Mahsun Kırmızıgül'ün yönetmenliğini nasıl buldunuz?
Mahsun her şeyden önce çok iyi bir insan. Bir kere müzisyen olduğu için ritmi çok farklı. Film anlatımı da çok incelikli. Sekanslarını, kamera hareketlerini, neyi nasıl anlatacağını çok iyi biliyor. Çalışarak iyi hazırlanmış filme... O açıdan da iyi bir yönetmen olduğunu düşünüyorum.
* Peki ya oyunculuğu nasıl?
Tabii ki tiyatroda ve sinemada fazla bir deneyimi yok! Ama öğrenmeye çok açık, çok kompleksiz ve içten. Her şeyi soruyor, her şeyi inceliyor. O konuda inanılmaz çalışkan... Filmde de güzel oynamış.
İLİŞKİLİ HABERLER
Ayak parmaklarım dondu 'Daha kış gelecek' dediler
Yayın tarihi: 13 Mart 2009, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/13/gny/haber,61DDA05B53D14B4AA72E90755C4F5BDB.html
Tüm hakları saklıdır.