Şimdi itiraz zamanı
İLKNUR K. AKMAN
06.03.2009
Biri bana yardım etmeli hem de acilen...
Benim kızım ne güzel aklı başında, uslu, hiçbir şeye itiraz etmeyen bir çocuktu, ne oldu böyle birdenbire? Geçtiğimiz hafta sonu gezelim, eğlenelim diye dışarı çıkardım; zor zaptettim.
İlk kıyamet arabaya binince koptu; araba koltuğuna oturmak istemedi hanımefendi. Bir tiripler, bir öfkelenmeler... Ne o? Ayağa kalkıp dışarıyı seyredecek yolda giderken. Sonra gittiğimiz alışveriş merkezinde 15 dakika geçti geçmedi bu kez de bebek arabasında oturmaktan sıkıldı. Sinirle bağırıp zıp zıplamaya başladı kendini emniyet kemerinden kurtarmak için. Hayatımda ilk kez başıma geldiğinden ne yapacağımı bilemedim, bu arada da etrafı gözetliyorum "Ay ne biçim anne, bir çocuğu susturamadı," gibisinden bana bakan var mı diye. Neyse, hemen bir kafeye girdim, yeni ortam, yeni insanlar ilgisini başka şeylere yöneltir, oyalanır düşüncesiyle. Biraz işe yaradı; kahvemi aldım, oturdum, onun da mamasını çıkardım. Ama bizimki yine kendini arabadan atmak istiyor çünkü koltukta yiyecek yemeğini... Ben modern, çocuğa çocuk değil, bir büyük gibi yaklaşan çiçeği burnunda bir anneyim ya, madem öyle istiyor hemen çıkardım kızımı arabasından, oturttum kocaman koltuğa... Çok hoşuna gitti tabii ama sen misin oturtan.
Elimde kaşık, o bir sağa bir sola eğilip bükülüyor, düştü düşecek... Valla sırtımdan terler aktı.
KURALLARI SİZİN KOYDUĞUNUZU BİLMELİ
Bebekler böyle oluyor, dokuz aydan sonra artık kendilerine adam muamelesi yapılmasını istiyorlar. O gün kızımın tek derdi de benim gibi oturup yemeğini koltukta yemekti. Benzer şeyleri evde de yapıyor, örneğin masaya oturduğumuzda ona hazırladığımı değil bizim tabağımızdakileri yemek istiyor. Burada anne babaları en büyük ikilemde bırakan şey şu: onun istediklerini yapmasına izin verilmeli mi, vermemeli mi. Bu konuda kısıtlayıcı olmayı savunmuyorum ama her yanı darmadağın edip ellerini kollarını yemeğin içine sokup sonra da yüzüne sürmesi, ne yalan söyleyeyim içimi fena yapıyor. Ama kendi şahsiyetinin oluşması için onu da özgür bırakmak gerek. Uzmanlar da öyle söylüyor: "Bırakın döksün, saçsın ama kendi kendine yemeyi öğrensin.
Sabredeceksiniz." Tabii bu çocuklarımız her istediğini yapacak, biz de seyredeceğiz anlamına gelmesin. Yeri geldiğinde biz, yeri geldiğinde onlar sabır göstermesini bilmeli.
Örneğin şu sözünü ettiğim araba koltuğuna oturma mevzusu. Minik bir bebekken orada mışıl mışıl uyuyan ama sonra buna itiraz edip yaygarayı basan çok çocuk biliyorum. Böyle bir durumda onun istediğini yapmak en büyük hata çünkü ağlasa da arabada giderken koltuğunda oturması gerektiğini öğrenmeli.
Ayrıca kuralları onun değil, sizin koyduğunuzu da anlamalı yavaş yavaş. 'Sonunda nasılsa benim istediğim oluyor'u öğrenirse yandınız, işte o andan itibaren çocuğunuzu bir daha o koltuğa oturtmanız imkansız! Şimdi o günden beri ben kızıma yola çıkmadan önce şu konuşmayı yapıyorum: "Ayşekiraz, güzel kızım, şimdi gezmeye gideceğiz seninle. Ama gezmeye giderken senin kendi koltuğunda oturman gerek.
Oturmazsan bir daha hiçbir yere gidemeyiz birlikte." Valla tam olarak ne dediğimi anladı mı, anlamadı mı bilemem ama en azından "Beni al," diye gözlerimin içine bakmaktan vazgeçti. Önce biraz ıhlayıp pıhladı ama işe yaradı.
zamanı
Yayın tarihi: 7 Mart 2009, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/07/ct/haber,FA9933B0200E475D80857DA26D97DBEA.html
Tüm hakları saklıdır.