İyi ki müzik ve futbol var!
Hafta sonu programını bu kez Ali Şahinbaş, nam-ı diğer DJ Fuchs yazdı. Restoran ve kulüp önerilerinin bulunduğu programda, en çok yer alan aktiviteler ise müzik ve futbol üzerine..
İşim gereği genelde hem hafta içleri hem de hafta sonları çalışıyorum. Bu nedenle çalışmadığım bir hafta sonu, benim için tam anlamıyla 'tatil' oluyor. Öyle ya, bomboş bir hafta sonunun ne demek olduğunu, ancak benim gibi hafta sonları çalışanlar anlar! Bunun üzerine "İstanbul'da bir hafta sonum olsaydı, ne yapardım," diye düşünüyorum ve yazıyorum...
TAKİP EDİLESİ BLOGLAR
Cuma akşamüstleri müzik dinlemekten geri kalan zamanlarımda genelde favori blog sitelerim Footballove (footballove.com), Undomondo (undomondo.com), Bobiler (www.bobiler.org), Etrafta (etrafta.com), Sezyum (sezyumcom.blogspot.com)'u ziyaret ederim. Bu blog sitelerinin benim hafta sonum için büyük bir önemi var. Kimi takip edeceğim futbol maçları ile ilgili bilgi verir, kimi güldürür (ve düşündürür), kimisi de hangi müzikleri dinlemem gerektiği konusunda bana ileriye dönük bilgiler verir. Cuma akşamları restoranların çok kalabalık olması sebebiyle genelde eşime Burger Bar'dan Mini Burrito ve Chili Fries, kendime ise Taboo'dan ender bulunan lezzette bir somon veya Adem Baba Dalyan Balık'tan mis gibi kızarmış hamsi siparişi verir, yemeğimi evde yerim. Cuma geceleri İstanbul'da Asmalımescit iyiden iyiye keyişenmeye başladi. Farklı bir organizasyon olmadığı sürece en sık uğradığım mekânlar, Otto Sofyalı ve Lokal. Cumartesi sabahları olabildiğince geç kalktıktan sonra hemen internetten SABAH, Radikal ve Milliyet gazetelerine bir göz atarım. Dinamo 103.8'de Kaan Sezgin ve Deniz Alnitemiz'in hazırlayıp sunduğu ve beni kahkahalara boğduğu Sevginin Gücü ve hemen ardından Belkıs Boyacıgiller'in hazırladığı Bissous Belle adlı programlar bünyem için gerekli kafeini bana kahve içmeden verir. Çoğu aksamüstü genelde birkaç arkadaşımı toplar ve Playstation 3'te iddialı ve nadir kaybettigim Pro Evolution Soccer futbol maçları yaparım. Digiturk Kanal 378'deki Spormax'ta dijital olarak yayınlanan İngiltere Premiere Lig maçlarını pek kaçırmam. Cumartesi geceleri ise en sık gittiğim restoranlar genelde usta işi yemekler için Changa, yeni denemeler icin Tamirane, Uzakdoğu tatları için Hakkasan, balığın en iyi pişirilmişi icin Eftalya veya kebap ve mezesinin en iyi şekilde sunumu icin Günaydın'dır. Sonrasında ise artık performansları efsaneleşmiş Tangun veya Cureshot'i dinlemek icin Crystal'a giderim. Tutan, Cervus, Barış Bergiten, Kaan Düzarat, Barış Türker, Fattish, M-in gibi DJ'lerin çaldıkları mekânlara uğrarım. Ne de olsa onlar nerede çalıyorlarsa orası güzel olacaktır. Geceyi ne zaman bitireceğim, o günkü ruh halime bağlı. Biraz da İstanbul gece alemlerinin neler sunacağına...
YUMURTASIZ PAZAR SABAHI OLMAZ
Yumurtayı çeşitli şekillerde pişirmek artık benim için hem bir gelenek hem de bir hobi haline geldi. Dolayısıyla pazar sabahları kahvaltı hazırlamak bir ritüel. Ama kahvaltımı dışarıda edeceksem, mutlaka Emirgan'daki Sütiş'e veya Bebek'teki Mangerie'ye giderim. Haftalık kitap ve dergi alışverişlerimi sırasıyla Bebek'teki Dünya dergicisinden veya Akmerkez'deki Remzi Kitabevi'nden yaparım. Pazar aksamüstlerini ise evim ve ailem dışında sadece Galatasaray Spor Kulübü için harcarım. Statta maç izlemenin yerini tabii ki hiçbir şey tutmaz ama ben genelde evde, televizyon başında takımını desteklemeyi tercih edenlerdenim... Herkese bol futbollu ve bol müzikli hafta sonları...
Yayın tarihi: 6 Mart 2009, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/06/cm/haber,00B7B81590474CF9B3DC5B237C96A16B.html
Tüm hakları saklıdır.