Geçen hafta elektronik posta kutum aynı tür mesajlarla dolup taştı. Sanırım öğretmenler Medya Okur Yazarlığı Dersi için öğrencilerine aynı ev ödevini vermişler. Demişler ki; "
Televizyon programları profesyoneller tarafından nasıl eleştirilir? Bunu sorun, öğrenin..." E bizim küçükler de hemen internetin başına geçip, ağabeylerine sormuşlar. Tahminim, meslektaşlarımın pek çoğuna bu hafta aynı tür mesajların geldiği... Öğrenci kardeşlerimin tüm taleplerini tek tek yanıtlamak yerine bu köşeden toplu bir cevap vermenin daha pratik olacağına karar verdim. Eğer öğretmenlerinin de izni olursa, küçük kardeşlerim ev ödevleri için bu yazıdan yararlanabilirler.
TV ELEŞTİRMENİ NASIL OLMALI?
Öncelikle hem televizyonla ilgili teknik ve teorik bilgi sahibi olmalı, hem de sektörün dinamiklerini yerinde inceleme fırsatı bulmuş, deneyimli biri olmalı.
Televizyon eleştirmenliği önemli ölçüde gözlem/değerlendirme/kritik etme yeteneği gerektirir. Bunun için de temel gazetecilik bilgisine ve deneyimine ihtiyaç vardır.
Televizyon eleştirmeninin aynı zamanda düşüncelerini iyi ifade edebilmek ve bunları okurlarına keyifle okutabilmek için edebi yönünün de güçlü olmasına ihtiyaç vardır.
Televizyon ve onunla ilgili tüm gelişmeler Batı'dan geldiği için, eleştirmenin yüzünün mutlaka Batı'ya dönük olması, ancak içinde yaşadığı toplumun genel karakteristiklerinden, beğeni ve alışkanlıklarından da haberli olması gerekir. Sektörde kitleleri yönlendirme, kamuoyu oluşturma, kanaat önderi olma özelliklerinden dolayı
televizyon eleştirmenleri en basit kelimeyi seçerken bile yüreklerinde mutlaka "toplumsal kaygı" duymalıdır. Ve hepsinden önemlisi, bir
televizyon eleştirmeni, her kişi ve kuruma eşit mesafede durmalı, yani objektif olmalıdır. Bir
televizyon programı eleştirilirken, sadece "doğru-yanlış" gibi didaktik unsurlar ön plana çıkmamalı, o programın tercih ettiği
televizyon dili, içerdiği felsefe, taşıdığı (ya da taşımadığı) sosyal misyon, sektöre getirdiği (ya da getirmediği) katma değer de mutlaka dikkate alınmalıdır. Bir
ekonomi yazarı için iktisat bilgisi yeterli olabilir. Ya da bir spor yazarı için ağırlıklı olarak temel spor bilgisi yazı yazmasına yetebilir. Ama bir
televizyon eleştirmeni için ilgili yazı alanının genişliği dikkate alındığında; siyasetten ekonomiye, spordan sanata kadar hemen her konuda bilgi/görgü/deneyim sahibi olması şarttır. Ayrıca günün yarısından fazlasını ekran karşısında geçirmeye razı olacak kadar sabırlı ve özverili olması,
televizyon izlemekten mutlaka "keyif alması" gerekmektedir. Peki bu köşenin yazarı, yukarıda saydığı tüm özelliklere sahip midir? Tabii ki hayır. Kendi kendine eğitimi devam etmektedir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 1 Mart 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/01/gny/haber,7635B02C6AD2437EA83E0F11BB18A7E2.html
Tüm hakları saklıdır.