kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
17 Şubat 2009, Salı
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

'Dosyayı verebiliriz'

ANKARA
16.02.2009
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi Ali Kılıç, Türk makamlarına hala ulaşmayan Deniz Feneri Derneği'ne ilişkin Almanya'da açılan dava dosyasının bir örneğinin ellerinde olduğunu belirterek, "Adalet Bakanı'ndan veya hükümetten talep gelirse dosyayı kendilerine gönderebiliriz" dedi. Kılıç, CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, Deniz Feneri E.V Derneği ile ilgili Almanya'daki dava dosyasında "uyuşturucu kaçakçılığından, gemi alımına kadar Türkiye'de gündemde olmayan bir çok konunun yer aldığını'' öne sürdü. Gazetecilerin "Dosyayı nasıl elde ettiniz?'' sorusuna, kendisinin 25 yıl Almanya'da yaşadığını ve gazetecilik yaptığını belirterek, iddiaların yayınlanacak bir kitapta da yer alacağı yanıtı veren Kılıç, şu iddiaları sıraladı:

* Duruşma hDr. Jochen Müller radyo programında, "Zahid Akman Almanya'ya gelirse bir şeyler olacağını bilmeli'' dedi.

* Dava tarihinde bir bankanın Frankfurt şubesi Alman polisi tarafından basıldı. Bu şube müdürü Türkiye'ye çağrılarak terfi ettirildi.

* Deniz Feneri yöneticileri Baltıc Khristina adlı gemiyi 1 milyon 300 bin euroya aldı. Almanya'daki bir banka gemi için 1 milyon 700 bin euro kredi verdi. Arada 400 bin euro fark var. İlginçtir, Deniz Feneri yardımlarından 400 bin euro, İstanbul'daki Haliç Ltd'ye aktarılmış. Bu şirket Zekeriya Karaman'ın oğluna ait ve Karaman'ın oğlu ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu arasında akrabalık ilişkisi var.

* Deniz Feneri organizasyonu içinde yer alan kişiler, AK Parti kadroları ve yönetimiyle içli dışlı, yakın ilişki içinde olan insanlar. AK Parti yöneticilerinin bu olayla ilgisinin hukuki bir değer taşıyıp, taşımadığı, yarın AK Parti, iktidardan uzaklaştığında yapılacak bir soruşturmayla ortaya çıkar. Ama, siyasi bir bağlantının olduğu ortada. Siyaseten AKP, Deniz Feneri'nin birinci derecede sorumlusudur.