- Babanızla bir röportaj yayınlandı Akşam'da. O da matrak biri galiba? - S.T.: O mülakat ben yayın yönetmeniyken yapıldı, yayınlatmamıştım. Yayın yönetmeni olarak kendi babamı çıkarıp sunmak istemedim. Geçen hafta kullanmışlar, hoşuma gitti. Babam benim için çok şey yapmıştır ama bana yaptığı en büyük katkı okuma zevki aşılamasıdır. Okumaya müthiş açılmış biriyim sayesinde, çok da iyi okurum. Odama kitap bırakarak sağladı bunu. Ben de oğluma aynısını yapıyorum. Televizyon seyretmek yerine kitaba bakmaya tercih ediyor, roman okuma tekniğini öğretiyorum ona. Çok iyi bir okuyucu olacak. Tabii köşe yazarı da olabilir, o kötü olur gerçi ya!
- Neden? - İstemem; çünkü bu meslekte, size söylediğimi zannetmeyin, tanıdığım insanlardan hoşlanmadım. - Dolayısıyla benden de hoşlanmamış olabilirsiniz! - Hayır, öyle değil, tanımıyorum sizi. Yakın ilişki içine girdiğim hiçbir insandan hoşlanmadım. - Bu çok ciddi bir şey! - Ne yapalım, çoğu puşt, arkadan bıçaklayıcı o...pu çocukları. - Nedir sizi inciten? - Oyunlar, yalanlar, bunlar çok sıktı 15 yıldır. Yöneticilikten de tamamen tiksinmiş durumundayım. Olanlara da üzülüyorum. Kıskançlık değil. Çok yıpratıcı bir iş ama kimse de kendiliğinden bırakmaz. - Neden bırakılmaz? - Parasal imkânları iyidir, güçtür, sekreteriniz, şoförünüz vardır, hayat kolaydır, insani duygularınızla oynarlar, bunlar insana güzel gelir, tutunmak istersiniz. Ama biz bitişi çok iyi yaptık Allah'tan... Yazmaya âşık olduğum için sorun yok benim için.
Yayın tarihi: 15 Şubat 2009, Pazar Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/02/15/pz/haber,2410F4DAAD5245A984E0B8356C6650B2.html Tüm hakları saklıdır.