kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
7 Şubat 2009, Cumartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Küba, Havana'daki Hükümet Binası ve eski otomobilleriyle olduğu kadar, sürprizli tarihiyle de Türkiye'nin ilgi odağı, Bunun son örneği, Ernesto Gomez Abascal'ın (solda) yeni romanı.

Nâzım'ın dedesinin Küba maceraları

BİLGE ESER - SABAH
06.02.2009
Küba Büyükelçisi Ernesto Gomez Abascal'ın 11 Şubat günü çıkacak romanı 1898: Havana'da Türk İhtirası, Nâzım'ın dedesi Enver Paşa'nın Küba ajanlığı döneminin perde arkasını aralıyor..
Önce bir öykü özeti yapalım: "Nâzım Hikmet'in dedesi Enver Paşa, II. Abdülhamit'in emriyle, Küba'ya ajan olarak gönderildi. Düzenli olarak Washington üzerinden İstanbul'a raporlar gönderdi. Kübalı bir kadına âşık oldu ve orada Amerikan müdahalesine karşı savaşırken ağır yaralandı." İşte bu öyküyü yakında bir roman olarak okuyabileceksiniz. Küba'nın Ankara Büyükelçisi Ernesto Gomez Abascal'ın, bir kısmı kurgu ama büyük bir bölümü gerçek olan 1898: Havana'da Türk İhtirası adlı Everest Yayınları etiketli romanı, Osmanlı'nın Küba direnişine olan ilgisini ve Enver Paşa'nın heyecan verici yaşamını ele alıyor.

- Nâzım Hikmet'in dedesi Enver Paşa'nın ajan olarak Küba'ya gönderildiği doğru mu? Bu bilgi nasıl ortaya çıktı?
- Ernesto Gomez Abascal:
Dört yıl önce, İspanya-Amerika-Türkiye ilişkileri üzerine bir seminer vermek için araştırma yapıyordum. Bir profesör arkadaşım, Osmanlı dönemindeki özel bir elçiden söz etmişti, ama kimliğini bilmiyordu. İşte o elçi Enver Paşa'ydı, ancak herkesin tanıdığı Enver Paşa değil tabii. Belgelerden, elçi olan paşanın Polonyalı bir generalin oğlu ve Nâzım'ın annesi olan Celile Hanım'ın babası olduğunu buldum. 1898, Küba için çok önemli bir yıldı. İspanya'nın Küba sömürgesinin sona erdiği ve ilk Amerikan askeri müdahalesinin başladığı yıl. Amerikan belgelerinde de rastlanılabileceğini düşünerek incelememi derinleştirdim ve benzer belgelere Amerikan üniversitelerinde de rastladım. Küba'ya gönderilen Amerikan ordularının bir generali de, yazılarında Enver Paşa'dan söz ediyordu, hatta paşanın yaralandığını anlatıyordu. İşte bu öyküyü roman haline getirmeye karar verdim.

- Romanınızın hangi bölümleri kurguya dayanıyor ?
- Gerçekte Enver Paşa çok gözde bir erkekti. Japonya ve Çin'e yaptığı gezilerinde tanıştığı bir Fransız çevirmenle evlendi. Ancak buna değinmedim. Kübalı bir meleze âşık olması, kitabın kurgusal yanı. Kendisini tüccar kılığında gezen bir ajan olarak gösterdim. Gerçekte oraya hangi kimlikle gittiğini ise doğrusu bilmiyorum.

- Peki ya Enver Paşa'nın Küba'da Amerika'ya karşı savaşırken yaralanması konusu nedir?
- Enver Paşa Küba'da 6 ay kadar kalmış. Osmanlı'ya en son gönderdiği Temmuz 1898 tarihli not şöyle: "Küba'dan New York'a yeni vardım. Çok ciddi yaralarım var." Sonra ne olduğuna ilişkin bilgi yok. Ben romanımda Amerikan müdahalesine karşı savaşırken yara almış olabileceğini dile getirdim. Bu gerçek de olabilir.

- Günümüzde Türkiye'de edebiyatla uğraşan hangi yazarları beğeniyorsunuz?
- Kitaplarının çoğu İspanyolcaya çevrilmiyor. En çok Orhan Pamuk'un kitaplarını okudum, ama beğendiğimi söyleyemem. Bana göre çok karmaşık ve donuk. Örneğin İstanbul hakkındaki kitapta çizdiği kent imajını beğenmedim. İstanbul muhteşem ve eşsiz bir kent. Ama o hep ilgiyi kötü şeyler üzerine çekiyor. Belki de Batı'nın dikkatini çekmek için bunu yapıyor.
Haberin fotoğrafları