Vladimir İlyiç Lenin 22 Nisan 1870'de Çarlık Rusyası döneminde adı Simbirsk olan Ulyanovsk kentinde dünyaya geldi. Babası İlya Nikolayeviç Ulyanovsk, demokratik ve özgür eğitim için mücadele veren bir devlet memuruydu ve annesi Maria Aleksandrovna Ulyanov da yine babası gibi demokrasi için savaşanlar arasında yer alıyordu.
Orta halli öğretmen ailesinin 6 çocuğundan ikincisi olan Lenin'nin atalarının soyu, Rus, Kalmuk, İsveçli hatta Alman Yahudiliğine kadar gidiyor. Lenin, 1886 yılında babasını beyin kanamasından kaybetmesinden kısa bir süre sonra mayıs 1887'de de ağabeyi Aleksandır'ı yitirdi. Lenin'in ağabeyi, Rus Çarı Üçüncü Aleksandır'ın hayatını kaybettiği suikasta katılmaktan suçlu bulunup idam edildi.
Kız kardeşi Anna'nın da aynı sebepten Karzan yakınlarındaki Kokuçkino kasabasına sürgüne gönderilmesi üzerine Ulyanov ailesi parçalandı ve bu trajediyi yaşayan Lenin'in ilk Sosyalist devleti kuran lider olmasına yol açacak kariyerinin altyapısı oluşmuş oldu.
Ağabeyini kaybettiği yıl liseden mezun olup Kazan Üniversitesi'ne giren Lenin, üniversiteye başlamasından kısa süre sonra Rus Devrimini destekleyen bir öğrenci örgütüne katıldı. 1888-1889 yıllarında hukuk eğitimi devam ederken bir yandan erken dönem Rus edebiyatı konusunda kendini geliştirmeye başladı. Mezuniyetinin ardından Volga Nehri'nin yakınlarında bir Tatar köyü olan Samara'da bir süre avukatlık yapan Lenin 1893 yılında St. Petersburg'a yerleşerek Marksist gruplara katıldı.
Rus devrimine yardımcı olabilecek kişilerle görüşmek üzere Avrupa'ya kısa seyahatler yapan Lenin 7 Aralık 1895'te tutuklandı ve 14 ay hapis yattıktan sonra Sibirya'nın Şusenskoy köyüne sürgüne gönderildi.
Cezasının sona ermesinden sona Peskov'a yerleşen Lenin, birçok Avrupa kentine yaptığı ziyaretin ardından Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nde aktif şekilde görev almaya başladı.
Parti içinde, 1903 yılında yazdığı ''Ne Yapmalı'' adlı kitabın etkisiyle başlayan bölünmeler Lenin için dönüm noktasını oluştururken, kitabı da işçiler arasında yayılarak, sosyalist devrimin temellerinin atılmasına yardımcı oldu.
St. Petersburg'da 22 Haziran 1905'te Çar İkinci Nicholas'ın güçlerini hakları için yürüyüş yapan işçilerin üzerine göndermesi ve büyük bir katliamın yaşanmasına neden olan ''Kanlı Pazar'' olarak tarihe geçen olay Rus devrim hareketinin bir anda hızlanmasına neden oldu.
Birinci Dünya savaşı nedeniyle gittiği İsviçre'den çıkamayan Lenin'in 1917 yılında Çar İkinci Nicholas'ın devrilmesinin ardından Rusya'ya dönme girişimleri hep başarısızlıkla sonuçlanıyordu. İsviçreli komünist Fritz Platten, Lenin ve yandaşlarının Rusya'ya dönebilmeleri için Almanya ile anlaştı.
Lenin, nisan 1917'de Petrograd'a geldi ve hemen ardından ''Nisan Tezlerini'' yayımladı. Bu yayınlarıyla Bolşeviklerin liderliği konumunu sağlamlaştırırken, Lenin'in liderliğini yaptığı Bolşevikler 24 Ekim 1917'de Petrograd'daki Kışlık Sarayı ele geçirerek Çarlık Rusyasının yıkılmasını, iktidarın da Bolşeviklerin eline geçmesini sağladılar.
Vladimir İlyiç Lenin 8 Kasım'da Rus Sovyet Kongresi tarafından hükümet başkanı derecesinde olan ''Halk Komiserleri Konsey Başkanı'' seçildi.
Lenin, 1922 yılında uğradığı suikast girişimleri ve Birinci Dünya savaşının gerginliği nedeniyle felç geçirdi. Sağ tarafı felçli kalan Lenin'nin aktif siyaset hayatı son buldu. Aynı yıl Aralık ayında geçirdiği ikinci felçten sonra durumu daha da ağırlaştı. 1923 yılında ise konuşma yeteneğini kaybetti ve yatağa bağımlı hale geldi. Nisan 1922'den itibaren partideki tüm yetkilerini bıraktı ve eşine ''Lenin'nin Vasiyeti'' olarak adlandırılan yazılarını yazdırdı. Lenin Zinoviev, Kamenev, Buharin ve Stalin'i eleştirdiği bu vasiyette, merkez komitenin bu kişilere dikkat etmesi gerektiğini vurgulamıştı. Ancak bu kişiler hayatının son yıllarında Lenin'nin akli dengesinin yerinde olmadığını iddia ederek, bu mektuplara güvenilmeyeceğini belirtmişlerdi.
Vladimir İlyiç Lenin, 21 ocak 1924'de 53 yaşında Moskova yakınlarında Gorki kasabasında hayata gözlerini yumdu. Ölüm sebebi felç olarak gösterilirken, Lenin'in tüm doktorları raporlarında bunu onaylamadılar. O zaman alınan bir kararla cesedi mumyalanacağından kapsamlı bir otopsi yapılamadı. Öldükten sonra cesedi mumyalanarak Kızılmeydan'daki ''Lenin Mozolesi''ne yerleştirildi.