kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
18 Ocak 2009, Pazar
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Hükümete bağlı olmayan bir ordu, çok tehlikelidir

EVRİM ALTUĞ / SABAH
17.01.2009
İngiliz hukuk adamı Sir Geoffrey Bindman, Ergenekon için, "Herhangi bir toplumda, hükümete bağlı olmayan bir ordu çok tehlikelidir" diyor..
Ocak 2007'de suikaste kurban giden Agos gazetesi kurucusu, gazeteci yazar Hrant Dink'in anısına Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılan "İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü" konferansının bu yılki konuğu, insan hakları, özgürlükler, medya hukuku, iftira ve ayrımcılık karşıtı hukuk alanlarında uzman bir imza olan Sir Geoffrey Bindman oldu. Bindman SABAH'a verdiği özel röportajla, devam eden Ergenekon davasından Gazze'ye, başörtüsünden 301'inci maddeye uzanan konularda görüşlerini aktardı.

- İsrail'in Filistin'e saldırıları Uluslararası hukuk açısından bir suç değil mi?
*
Evet. İsrail'in Filistin'e saldırısı Uluslararası Hukuk nezdinde bir ihlâldir. Ve ben de bu konuda İngiltere'de başlatılan bir açık mektup kampanyasına katılarak , The Sunday Times'ta bir grup uluslararası avukatla tavrımı ortaya koymuş durumdayım.

- 'Ergenekon', bağımsız adaletin gerekliliğini yeniden ortaya koydu. Fikriniz?
*
Demokratik bir toplumda, hükümetin orduyu kontrol etmesi gerekiyor. Herhangi bir toplumda, hükümete bağlı olmayan bir ordu, çok tehlikelidir.

- Türkiye'de tartışılan 'Özür Diliyorum' kampanyasını bireysel ifade özgürlüğü açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
*
Bir yabancı olarak benim için şunu anlamak çok zor: Neredeyse 100 yıl önce vuku bulan bir mezalimin varlığının öne sürülüyor olması bile, insanları niçin bu kadar kızdırabiliyor? Ama bununla birlikte, yine birtakım insanların da biricik bir tavırla, incinmişlik ve mahcubiyetlerini dışavurduklarını görüyoruz. Tam da bu öyle bir alan yaratıyor ki, bu alana ceza hukukunu dahil etmemize hiç gerek yok. Potansiyel olarak incitici bile olsa, artık her konuyu özgürce ve kamusal düzlemde tartışabilmemiz gerekiyor. Bu Demokratik bir hak çünkü.

- Türkiye'nin sürekli tartıştığı başörtüsünün de bir tür ifade özgürlüğü unsuru olduğunu mu düşünüyorsunuz?
*
Evet. Bu çok netameli bir konu. Çünkü benim hukuk firmamın da müdahil olduğu bu konudaki kimi davalar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşınmış durumdalar ve bu davalarda, İnsan Hakları sözleşmesinin 10'uncu maddesinin ihlâli söz konusu ediliyor. Ancak AiHM, bu konuda Türkiye'nin mevcut laik düzeninden yana bir karar vermişti, bunu da anımsayacaksınız...