Beşiktaş'ta transfer gündemi yine çok yoğun ve birçok isim transfer için telaffuz ediliyor. Bunlar içinde yerli oyuncular da var, yabancılar da. Bu gündem dışında
Nobre, sözleşmesinin yenilenmesiyle ilgili gündemde. Nobre
yerli oyuncu statüsünde olduğu için
maliyetinin makul olması halinde mukavelesinin uzatılması olumlu. Nobre her takımda olması istenilebilecek, bazen takım içinde, bazen de yedek düşünülebilecek, her türlü faydalanılabilecek tipte bir oyuncu.
Buraya kadar bir problem yok. Ama iş Nobre'nin sözleşme yenilemesinin şekline gelince büyük bir soru işareti ortaya çıkıyor.
Nobre ve Alex'in menajerleri aynı. İki oyuncu da kulüpleriyle mukavele uzatmak için görüşmeler yapıyorlar. Alex anlaşmaya yakın. Nobre için ise görüşmeler sürüyor.
Alex'in menajerleri Fenerbahçe'den herhangi bir imza parası talep etmiyorken neden Beşiktaş'tan Nobre için imza parası istiyorlar? İki oyuncunun takımlarındaki konumlarına ve geçmiş performanslarına baktığınız zaman eğer böyle bir talep olacaksa, bunun Alex için Fenerbahçe'den istenmesi gerekmiyor mu?
Görüşmeleri futbolcular adına yürütenler aynı. Ama Fenerbahçe'den imza parası istenmiyor. Nobre için Beşiktaş'tan isteniyor. Bu çok şaşırtıcı bir durum.
Beşiktaş, kendi malı olan oyuncusuna bonservis bedeli ödeyen ilk kulüp olarak yine tarihi bir olayı gerçekleştirmek üzere. FIRSAT KOLLUYORLAR! Burada sorgulanması gereken bir nokta daha var:
Menajerler, Fenerbahçe'den böyle bir talepte bulunamazken Beşiktaş'tan böyle bir talepte bulunabilme hakkını ve cesaretini nereden buluyorlar? Bu sorunun yanıtı açık: 6 ay geriye baktıklarında yapılan transferleri, bunlardaki şüpheli durumları ve
Beşiktaş'ın bazı oyunculara gerçek bedellerinin iki mislinden fazla parayı nasıl ödediğini görünce kendileri için bu durumu fırsat biliyorlar. Çünkü bunlar dünyadaki bütün kulüpleri ve kulüplerin yapılarını bilen insanlar. Daha da önemlisi hemen hemen her oyuncunun dünya piyasasındaki değerlerini de çok iyi biliyorlar. Bir de üstüne
son Yusuf transferinde Trabzonspor'un teklifinin yaklaşık beş katının Bursaspor'a ödenmiş olması elbette bunların cesaretini arttırıyor. Bunlar ve bu tür istekler birileri tarafından ortaya atılabilir. Bunları ciddiye almak, muhatap kabul etmek veya etmemek kulüplerin tasarrufunda. Normal bir mantık ve düşünce yapısının böyle bir talebi ciddiye alması elbette mümkün değil ama iş Beşiktaş'a ve kulübün uygulamalarına gelince işler değişiyor. Bu tür bir isteğin birçok tepkiye rağmen camianın gözünün içine baka baka kabul edilmesi de artık kimseyi şaşırtmaz.
Çünkü her olayda olduğu gibi,
"Bu da bir süre konuşulur, sonra unutulur. Biz yine yolumuza devam ederiz" düşüncesi var olduğu sürece bu tür olaylar tekrar eder. Haksız da sayılmazlar.
Bugüne kadar yapılan her şey bu düşünce yapısının yanına kar kaldı. Beşiktaş Kulübü ve camiasının yanına da sadece büyük şoklar, kayıplar ve konuşulan boş sözler.
Yayın tarihi: 18 Ocak 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/01/18//haber,687F814D452F4023B8A0E049710A607A.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.