Giriş Saati : 14.01.2009 11:00 Güncelleme : 14.01.2009 22:24
Usta sinema yönetmeni ve yapımcı Ülkü Erakalın, günümüzde eski Yeşilçam filmlerinin duygularına sahip filmler ve dizilerin çok tutulduğunu belirterek, ''Bu, yıllar evvel yaptığımızın ne kadar doğru olduğunu ispat ediyor'' dedi.
Sanat hayatında 60 yılı geride bırakan Erakalın, ''Yıldızlar Gökte Yaşar'' adlı Türk sinema tarihiyle ilgili tek kişilik gösterisi için geldiği Adana'da, Son yıllarda ilgiyle izlenmeye başlanan TV dizilerini ve canlanan Türk sinemasını yakından takip ettiğini, en kötüsünden en iyisine kadar her dizi ve filmi izlediğini söyledi.
Yeni dizilerde ve filmlerde, eski Yeşilçam filmlerinin duygularına dönüş olduğunu ve bu yapımların çok tutulduğunu belirten Erakalın, ''Bu, yıllar evvel yaptığımızın ne kadar doğru olduğunu ispat ediyor'' dedi.
''ROMANLARI TAMAMEN DEĞİŞTİRİYORLAR''
TV dizilerinde ''Yaprak Dökümü'', ''Aşk-ı Memnu'' ve ''Dudaktan Kalbe'' gibi Türk edebiyatının önemli romanlarının canlandırıldığını ifade eden Akalın, şöyle devam etti:
''Eski duyguları yaşatan bu dizilerde, ne yazık ki beni üzen bir taraf var. Örneğin, 'Dudaktan Kalbe'yi ben iki kez çektim. İlki Hülya Koçyiğit ve Cüneyt Arkın'la 1964'teydi, diğerini ise 2004 yılında TRT için İpek Tuzcuoğlu ve Gökhan Arsoy gibi gençlerden oluşan bir kadroyla çektim. Ancak, en önemli nokta, romana sadık kaldım. TV'deki romandan uyarlama dizilerde, maalesef aslına sadık kalınmıyor. Bu durum, romancılarımıza büyük bir ayıp. 'İş yapacağız' diye, o eserleri tamamen değiştiriyorlar.
Diğer tarafta iş yapan başka diziler ise silah atılan, insanlar öldürülen, çetelerin birbirine girdiği diziler. İzleyiciye Türkiye'nin gerçeği olarak yansıtılıyor. Acaba gerçekten öyle mi? Tartışılır. Sonuçta TV'deki diziler açısından durum pek iyi değil.''
TÜRK SİNEMASI İYİYE GİDİYOR
Televizyonlarda yaşanan olumsuzluklara rağmen, Türk sinemasının iyiye gittiğini ifade eden Erakalın, ''Çağan Irmak çok akıllıca bir iş yaptı.
Sinemada unutulmuş Yeşilçam duyularını gündeme getiren filmlere imza attı. Bu sinemaya ilgiyi artırdı. Ancak, günümüz Türk sinemasında genel olarak 'duygu' eksikliği var. Gençler, eski oyuncuların duygusallığına sahip değiller. Belki okul bitirdiler, ama tamamen 'akademik' oynuyorlar. Yani kalpten değil, okulda öğrendikleriyle oynuyorlar'' dedi. Türk sinemasında yaşanan diğer bir problemin ise ''bilgisiz yönetmenler'' olduğunu öne süren Erakalın, şöyle devam etti:
''Klip ve reklam yönetmenleri, sinema yönetmeni oldular. Bizim bir tarzımız var. Biz filmi 'montajlı' çekeriz. Ancak, o klip yönetmenleri, aynı sahneyi 5 farklı açıdan çekiyor, çünkü montajda ne yapacağını bilmiyor. Ama bir oyuncu 5 kere aynı oyunu oynayamaz ve aynı duyguyu tutturamaz. Yani genç oyuncular yönetmenin kurbanı oluyor ve sinema çekimini böyle sanıyorlar. Çekim bu değil aslında. Yönetmenlik demek, montaj bilmektir. Çekerken filmi kafanızda montajlayabilmektir.''
YENİ FİLM YOLDA
Şu anda Alanya'da ''Çığlık Çığlığa Bir Sevda'' adlı yeni filminin çekimlerini sürdürdüğünü anlatan Erakalın, filmde Ediz Hun, Selma Güneri, Tomris Oğuzalp, Irmak Ünal, Özgür Özberk ve Cenk Sözeri gibi usta ve yeni oyuncuları bir araya getirdiğini söyledi.
Yaklaşık 2 yıldır üzerinde çalıştığı ve senaryosu da kendisine ait olan filmde, ismi hiç geçmese de Zeki Müren'i anlattığını kaydeden Erakalın, ''Sanat güneşimiz Müren'in son 10 gününü anlatan filmim 2009 yılı içerisinde festivallerde boy gösterecek'' dedi.