TRT-6'nın Kürtçe yayına başlaması, bölgesel sorunun çözümü konusunda önemli bir adım oldu...
Bu, belki de birbiri ile bağlantılı diğer üç konunun sonuca kavuşturulmasına da yardımcı olacak.
Sıralamak gerekirse...
İlki, Anayasa Mahkemesi'nde devam etmekte olan DTP hakkındaki kapatma davası.
İkincisi, dağdakileri aşağı indirip, demokratik usullerle siyaset yapmasının önünü açacak düzenleme...
Sonuncusu ise terör örgütünün kendini tasfiye süreci...
Kılıç'a göre dava süreci İlkinden başlarsak...
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kılıç ile önceki gün AGSD Başkanı
Canip Karakuş'un babasının cenazesinde karşılaştık.
Sohbetimizin konusu malum; DTP hakkındaki kapatma davası.
Davanın ne zaman biteceğine ilişkin beklentisi yok, süreci etkileyecek bazı gelişmelere ilişkin öngörüleri var.
Örneğin DTP'nin kapatma davasına gerekçe oluşturan ve haklarında siyasi yasak istenen 221 kişiden, 141'i hakkında ağır ceza mahkemelerinde açılmış davalar bulunuyor.
Kılıç,
"Davayı doğrudan etkilemeyecek ama ağır cezalardan çıkacak sonuçlar da bize bir fikir verecek" dedi.
Örneklemeyi biz yaptık; bazı kişiler hakkında Kürtçe konuştuğu için açılmış dava olduğunu; oysa bugün TRT6 Kürtçe yayına başladığını anımsattık...
"Davanın sonuçlanması yerel genel seçim sonrasına mı kalır?" sorumuza yanıtı ise şöyle oldu:
"Raportör dosyayı önümüze getirip sunduğu andan itibaren 10-
15 gün içinde sonuçlandırırız. Ama bu dosya ne zaman gelir onu bilemem..." Kılıç herhangi bir şey söylemedi, ancak ağır ceza mahkemeleri beklenir, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'ndan gelecek yeni CD'lerin değerlendirilmesi de eklenirse davanın sonuçlanması 29 Mart seçimi sonrasına kalır.
Kılıç sohbetimizde başka konulara da girdi.
Örneğin, 2010 yılından itibaren Anayasa Mahkemesi'nde bekleyen dava dosyası kalmayacağını söyledi.
Önlerine gelecek davaların 5 ay içinde sonuçlandığı sürece girileceğini belirtti.
Eve dönüş... Gelelim ikinci konuya; dağdakilerin aşağı indirilmesine...
Devletin zirvesinde, Irak Cumhurbaşkanı
Celal Talabani'nin önerisindeki gibi yeni bir eve dönüş veya af yasası yok.
Bununla birlikte, K.Irak'taki bölgesel güçler ile PKK'nın tasfiyesi konusunda bir uzlaşı sağlanmış, herkes de bir adım geri atmışken, yakalanan sürecin boşa gitmesini de kimse istemiyor.
Düşünülen ise hâlâ yürürlükte olan Eve Dönüş Yasası'nın uygulama üslubunda farklılık yaratmak.
Yani, Eve Dönüş'ten yararlanmak isteyenler arasında, cinayete bulaşmamış, silahlı eyleme katılmamış olanlar varsa, savcıların bunlara daha toleranslı davranmasını sağlamak.
Zaten lider kadrosundan 8 kişinin kaybı sonrası darbe yiyen terör örgütü, K.Irak'a yapılan operasyonlar nedeniyle de dağınıklık görüntüsü sergiliyor.
Bölgede hâkimiyetini paylaşmak istemeyen Barzani'nin, "
Ya benden olursun, ya terk edersin" yaklaşımı eklendiğinde, geçen yıl 800 elemanının terk ettiği örgütün K.Irak'ta yaşama şansı gittikçe azalıyor.
Türkiye'den evlatlarına
"Eve dön" diyen annelerin çağrısı da eklendiğinde, nevruzla birlikte yeni bir sürecin başlaması bekleniyor.
Bu, örgütün silahlara vedası ve kendisini tasfiye sürecini de getirir mi bilinmez...
Ancak, İsrail'in Gazze'yi işgali ile bölgede yeni dönemin ilk adımını attığı şu sırada, herkesin terörü bitirmek için şapkasını önüne koyup bir kez daha düşünmesinden başka çare gözükmüyor.
Yayın tarihi: 6 Ocak 2009, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/01/06//haber,352CF45C362449D495144C98DDCAEF1B.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.