Sevgili Engin Kratzer köşesinde şöyle yazmış.
"Bizim çocuklar uluslararası en modern tesislerde, en iyi malzemelerle saatlerce tenis oynuyorlar ama daha bir tanesi bile gerçek anlamıyla adını dünyaya duyuramadı. Demek ki antrenörlerde iş yok."
Yani
'ülke olarak herşeyi verdiniz de antrenörler mi Grand Slam turnuvalarına tenisçi sokamadı?' demeye getiriyor. Kendisi de hoca olduğu için dünya sıralamasında ilk 100 içine teklerde adam sokamayan hocalarımızı kolluyor bir yerde. Tam olmasa da bizim arabesk kralı İbrahim Tatlıses'in ağzına pelesenk olmuş bir cümleyi getirdi aklıma. "
Urfa'da Oxford vardı da biz mi okumadık" Bakmayın böyle nükteli cümleler yazdığıma. Engin'i severim. Medyada tenisin yazılıp çizilmesi adına önemli katkısı vardır.
Ama bazı konularda objektif olamadığını düşünüyorum. Nedir onlar? Birincisi TED Spor Kulübü. İkincisi Türk tenisçisinin dünya standartlarında antrene edilmesi. TED hakkında ne yazarsa yazsın, bugüne kadar beni rahatsız etmedi.
Ancak tenisçilerimizin, onların ailelerinin, az da olsa sponsorların, kısıtlı da olsa kulüplerin çabalarını, görmezden gelerek biryerlere varılamayacağını bilmesi gerek. İŞİN SIRRI ANTRENÖRDE Şimdi herkese soruyorum: Bir tenis hocasının, Grand Slam veya büyük turnuvalarda yarışacak kapasitede bir tenisçi yetiştirebilmesi için, neler gerekli? Çözüm için bir de anahtar verelim; Vasat (Sıradan) / Düzgün (Ortalama) / Çok iyi (Üst düzey) / Süper (Dünyaca kabul görmüş başarıları olan)
Başlıyoruz;
1- Düzgün karakterli bir çocuk.
2- Düzgün bir tenis kortu.
3- Düzgün bir raket, malzeme.
4- Düzgün bir çevre
5- Düzgün bir uluslararası turnuva programı.
6- Düzgün bir sponsor.
7- Düzgün bir aile.
8- Düzgün bir Federasyon.
9- Düzgün bir beslenme programı.
10- Çok iyi veya süper bir hoca.
Bu ülkede ilk 9 maddenin olmadığını iddia edebilecek kimse var mı? Yoktur herhalde.
Öyleyse tenisçiye, temel teknikleri düzgün öğretecek, maç stratejisine ve maça düzgün bir şekilde hazırlayacak, fizik kondüsyonu düzgün bir şekilde verecek, başarıya giden yolu düzgün gösterebilecek, spor kültürünü düzgün bir şekilde verebilecek, bir hocaya ihtiyaç var. Öyle olmasa, düşük tabanlarıyla Sharapova, sıfır voleyle Chakvedatze ve Davydenko, etkisiz servisiyle Dementieva dünya sıralamasında ilk 10 tenisçi arasına girer miydi?
Yayın tarihi: 3 Ocak 2009, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/01/03//haber,E9B09450442A42368925AF2E451ACE6D.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.