Giriş Saati : 22.12.2008 13:27 Güncelleme : 22.12.2008 18:38
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, CHP'li Canan Arıtman'a karşı tazminat davası açtı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''annesinin etnik kökeniyle ilgili gerçek dışı beyanlarda'' bulunarak, ''kamusal konumundan kaynaklanan, büyük sorumluluk ve titizlikle yerine getirdiği devlet adamlığı kimliğini kamuoyunda karaladığı'' gerekçesiyle CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman'a 1 YTL'lik manevi tazminat davası açtı.
Edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Gül'ün avukatı Ömer Küçüközcan tarafından bugün açılan davanın dilekçesinde, Arıtman'ın geçen hafta TBMM'de gazetecilere 1915 olayları nedeniyle bir grup tarafından başlatılan ''özür dileme kampanyasını'' değerlendirdiği hatırlatıldı. Arıtman'ın, bu sırada ''Cumhurbaşkanı Gül'ün kampanyayı desteklediğini'' iddia ederek, Gül'ün annesinin Ermeni kökenli olduğunu beyan ettiği kaydedilen dilekçede, bu iddianın tamamen gerçek dışı olduğu ifade edildi.
Dilekçede, Cumhurbaşkanı Gül'ün kamusal konumundan kaynaklanan, büyük sorumluluk ve titizlikle yerine getirdiği devlet adamlığı kimliğinin kamuoyunda karalanması dolayısıyla Arıtman'dan 1 YTL manevi tazminat talep edildi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, avukatı aracılığıyla CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman aleyhine açtığı manevi tazminat davasının dilekçesinde, ''Arıtman'ın, siyasi hesaplarla hareket ederek, siyaset üstü görev ve sorumluluğu olan Cumhurbaşkanının görevini ifada tarafsızlığından şüphe duyulmasına neden olmaya çalıştığı'' belirtildi. Dilekçede, ''Davalının ırkçılık ve ayrımcılık temelli bu iddiası, basın yoluyla müvekkilin kişisel ve ailevi değerlerine, haysiyet ve şerefine ağır saldırı teşkil eder niteliktedir'' denildi.
Cumhurbaşkanı Gül'ün avukatı Ömer Küçüközcan tarafından açılan davanın dilekçesinde, Arıtman'ın 17 Aralık 2008'de TBMM'de gazetecilere yaptığı açıklamada, bir grup tarafından başlatılan ''Ermenilerden özür diliyorum'' kampanyasına atfen, ''Gül'ün bu kampanyayı desteklediği görülüyor. Gül, cumhurun, yani Türk milletinin Cumhurbaşkanlığını yapsın. Etnik kökeninin değil'', ''Gül'ün anne tarafından etnik kökenini araştırın, görürsünüz'' şeklinde beyanda bulunduğu anımsatıldı.
Cumhurbaşkanı Gül'ün, görevi, anayasal sorumluluğu ve kişisel hassasiyeti nedeniyle toplumun tüm kesimlerine aynı mesafede olduğu kaydedilen dilekçede, Gül'ün, parlamenter, Dışişleri Bakanı, Başbakan Yardımcısı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olduğu dönemlerde iddia konusu olaylar ve Türk-Ermeni ilişkileri hakkındaki görüş ve önerilerini ulusal ve uluslararası pek çok platformda açıkça dile getirdiği vurgulandı.
Dilekçede, şu ifadelere yer verildi:
''Buna rağmen, müvekkilimin konuyla ilgili görüşleri çarpıtılmaya çalışılarak ve anne tarafından etnik bağları bulunduğu iddia edilerek, toplumun bir kesimine sübjektif olarak daha yakın duruş sergilediği ima edilmiştir. Böylelikle davalı, siyasi hesaplarla hareket ederek, siyaset üstü görev ve sorumluluğu olan Cumhurbaşkanının görevini ifada tarafsızlığından şüphe duyulmasına neden olmaya çalışmaktadır.'' ''IRKÇILIK VE AYRIMCILIK TEMELLİ BU İDDİA...''
''Gül'ün annesinin Ermeni kökenli olduğu iddiasının gerçek dışı olduğu'' belirtilen dilekçede, ''Dolayısıyla davalının ırkçılık ve ayrımcılık temelli bu iddiası, basın yoluyla müvekkilin kişisel ve ailevi değerlerine, haysiyet ve şerefine ağır saldırı teşkil eder niteliktedir'' denildi.
Dilekçede, Arıtman'ın açıklamalarının toplumun tüm kesimlerinde ve hatta birbirinden farklı görüşleri temsil eden medya organlarında ''infial yarattığı'' kaydedildi. Basında çıkan haber ve yorumlara da dikkat çekilen dilekçede, ''19 Aralık 2008'de medyada yer alan haberlere göre, davalının mensubu bulunduğu partinin Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal da bu iddia ve iftiralardan, güdülen amaçtan büyük rahatsızlık duymuştur'' ifadesi kullanıldı. GÜL'ÜN AVUKATININ AÇIKLAMASI
Davayla ilgili yazılı açıklama da yapan Cumhurbaşkanı Gül'ün avukatı Küçüközcan, Cumhurbaşkanı Gül'ün kişisel hassasiyetleri, görevi ve anayasal statüsü nedeniyle toplumun tüm kesimleri ve vatandaşlarına aynı mesafede bulunduğunun bugüne kadar ifa ettiği tüm görevlerindeki çalışma ve açıklamalarıyla sabit olduğunu kaydetti.
''Bunun aksini iddia etmek, Sayın Cumhurbaşkanımızı, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve vatandaşlarının haklarını koruma görevini ihlal etmekle suçlamaktır ki, bunun kabulü ve tolere edilmesi mümkün değildi'' ifadesini kullanan Küçüközcan, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
''Dava konusu fiilin amacı, siyasi saik ve haksız isnatlarla sayın müvekkilimin kamusal konumundan kaynaklı, büyük sorumluluk ve titizlikle yerine getirdiği devlet adamlığı kimliğini kamuoyunda karalamak olup, bu nedenle açıklanan sözün sahibi hakkında manevi tazminat davası açılmıştır.
Kamuoyunun tüm kesimlerinden tepki alan davaya konu söz ile ihlal edilen hakkın hiçbir şekilde telafisi mümkün olmamakla birlikte, sadece haksızlığın belirlenmesi amacıyla 1 YTL tazminat talep edilmiştir.''