kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
19 Aralık 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Emlak Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
ŞENGÜL BALIKSIRTI

'Sıcak' filmi ve Ebru Akel

Abdullah Oğuz'un yönettiği, bir olay yüzünden hayatları birbirleriyle kesişen ve hayatları tümden değişen insanların hikayesinin anlatıldığı 'Sıcak'ı ekiple birlikte izledik. Film hem çok duygusal, hem çok gerilimli. Zaman zaman oturduğum koltuğa yapıştığımı hissettim. Ve film bittiğinde de, Apo'ya (Abdullah Oğuz) "Öyle bir dünya yaratmışsın ki, Bozcaada'ya asla gitmem. Çok depresif bir yer. Bu ada sahiden bu kadar ruhsuz mu?" dedim. Ve bakar mısınız, bir gün sonrasında gazetelerde bir haber: İngiltere'nin gezi dergisi Conde Nast Traveller dünyanın en güzel adalarını seçti. Bozcaada 4'üncü oldu... (İşte sinemanın ve yönetmenin gücü..." Gelelim filmin oyuncularına. Cem Özer ile Hazım Körmükçü'nün oyunculuklarını kimsenin tartışacak durumu yok. Ama Ebru Akel tartışılabilirdi. Sinemada deneyimi olmayan bir oyuncuya Meryem gibi ağır bir rolün verilmesi 'yönetmen sevgilinin kıyağı' gibi algılanmıştı. Ebru da her röportajında bundan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Filmin sonunda herkesin ortak fikri, Ebru'nun bu rolü sevgili kıyağı olarak değil, yönetmenin kendisine olan inancıyla aldığıydı. O da bu inancı boşa çıkarmamış ve Meryem'i bir elbise gibi üzerine giymiş.