kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
8 Aralık 2008, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Türk markası Mavi Jeans dahil tüm tanınmış markaları, sosyetik Vanac caddesinde görmek mümkün...

'Denizsiz İstanbul'un Nişantaşı caddesi...

Duygu Leloğlu
07.12.2008
Tahran'da, bir İslam Cumhuriyeti'nden beklenmeyecek görüntüler hâkim. Yasağa rağmen el ele çiftler, Gucci çantalarla 'en piyasa caddede' tur atan genç kızlar.....
Londra istikametinden gelen uçağımız Tahran Mihrabad havaalanına iniyor. Kapılar açılıyor ve içerideki bütün kadınlar başlarını teker teker örtüyor. Hemen hemen hepsinin başının önünde dışarıda bir perçem saç bırakarak, türbanlarını çene altından bağladıklarını görünce, ben de acemi bir şekilde aynısını yapıyorum. Pasaport polisi, türk pasaportumu görünce, kırık bir Türkçeyle adımı, soyadımı sorduktan sonra "İyi günler" diliyor. Türkçeyi duyunca şaşırıyorum bir an. Ama sonra 70 milyonluk bu ülkede Azeri nüfusunun 25-30 milyona ulaştığını düşününce, anlıyorum durumu. Bagajımı alacağım yüksek tavanlı salonda iki afiş dikkatimi çekiyor. Biri İmam Ali'nin hem Farsça hem de İngilizce yazılı sözlerinin yazılı olan kocaman afiş: "Türban ve iyi örtünme, kadınları saf ve sağlıklı kılar!" Diğerinde ise çarşaflı bir kadın resminin altında "Saygı duyulan kadın", "İran İslam Cumhuriyeti kuralları" sözleri! İran'a hoşgeldim...

İSTANBUL'A MÜTHİŞ BENZİYOR
13 milyon nüfuslu Tahran garip bir şehir! Denizi olmayan İstanbul'u andırıyor. İnsanların mimikleri, hareketleri ne kadar da tanıdık... Şehirdeki havayı ilk soluduğunuzda, hava kirliliğinden nefes alamayacağınızı düşünüyorsunuz. Şehir daha çok zenginlerin yaşadığı kuzey ve daha ziyade dar gelirlilerin oturduğu güney olmak üzere ikiye bölünmüş durumda. Ortada 15-20 kilometre uzunluğundaki cadde şehrin iki yanını birleştiriyor. Caddelerde ise özellikle 'Peugeot' marka Fransız arabaları dikkat çekiyor. Arabaları ise kadın sürücüler doldurmuş. Yüzde 70'ini genç nüfusun oluşturduğu başkentte, zengin mahallelerinin yer aldığı kuzey bölümündeki 'Vanac' sokağında yok yok! Sanırsınız ki, Nişantaşı'yı Tahran'a taşımışlar. ABD ambargosu var! Avrupa da İran'a olan yaptırımlarını giderek arttırıyor. Buna rağmen aklınıza gelen hemen hemen her markayı burada bulmak mümkün. "Peki bütün bu markalar nereden geliyor" diye soruyorum çevremdekilere. "Tabii ki Dubai" diyorlar.

SANKİ DEFİLEDELER
Sokağın köşesinde zayıflama aletleri satan mağazanın altında dizi sizi, gece için dekolteli kıyafetler satan mağazalar dikkatlerden kaçmıyor. Aynı hizzada Mavi Jeans'in butiği de yerini almış. Tatil olan cuma ve cumartesi günleri kadınlar Gucci, Dolce Gabana marka çantalarını kollarına takıp adeta defileye çıkıyor. Sokaklarda kadın ve erkeklerin yanaktan yanağa öpüşmesi yasak. Ama sürekli el ele dolaşanlar dikkatinizi çekiyor. Tahran'da gençlerin buluşma yeri ise kafeler. Bir kafeye gidip oturuyorum. Biraz ilerdeki bir masaya yirmili yaşların başında bir çift oturuyor. Önce elele tutuşuyor oturdukları yerde. Sonra çaktırmadan öpüşmeye çalışıyorlar. Gözlerimi kaçırıp, görmemiş gibi yapıyorum. Polis görse, gençler doğruca karakola götürülüp tutuklanacak. Normal olarak, evli olmayan çiftlerin birbirleri ile el ele dolaşmaları kesinlikle yasak. Hatta birlikte yürümelerine bile normalde müsade edilmiyor. Ancak reformcuların lideri Hatemi'nin İran Cumhurbaşkanlığı ile başlayan modernleşme rüzgârı tam gaz sürüyor.