kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
1 Aralık 2008, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Gerektiği taktirde müdahale olur"

Giriş Saati : 01.12.2008 14:04
Güncelleme : 01.12.2008 17:10
Yeni Haber
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, gelecek dönemde piyasada YTL likidite sıkışıklığı artması durumunda, Banka'nın fiyat istikrarını sağlama temel amacı ile çelişmemek kaydıyla teknik faiz indirimini erkene alarak operasyonel yapıyı değiştirebileceklerini bildirdi. Yılmaz, likidite sıkışıklığının gelişimine bağlı olarak da repo işlemleri ile fonlama vadesinin uzatılmasını, ikinci el piyasadan doğrudan DİBS alımlarını gündeme alınabileceğini kaydetti.

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Bakanlar Kurulu'na yaptığı sunumda, ABD konut piyasasında yaşanan sorunların 2008 yılı içerisinde de sürdüğünü belirterek, tüketicilerin gecikmiş kredi borçlarında da yüksek artışlar yaşandığını kaydetti.

Yaşanan finansal dalgalanmanın etkisiyle finansal kuruluşların yüksek miktarda zarar etmelerinin bankaların kredi koşullarını sıkılaştırmasına neden olduğuna işarete eden Yılmaz, küresel likidite koşullarında arızı olarak olağanüstü değişimler gözlendiğini ifade etti.

"2009'DA GELİŞMİŞ ÜLKE EKONOMİLERİN RESESYONA GİRMESİ BEKLENİYOR"

Uluslararası finansal piyasalarda yaşanan sorunların dünyada reel kesim üzerindeki olumsuz etkilerinin hissedilmeye başlandığını kaydeden Yılmaz, "Uluslar arası finansal piyasalarda yaşanan sorunlar nedeniyle 2009 yılında gelişmiş ülkelerin ekonomilerinin resesyona girmesi bekleniyor" dedi.

Küreselleşme ile birlikte yaşanan finansal çalkantıdan etkilenen ülkelerin sayısı da arttığının altını çizen Yılmaz, yatırımcıların gelişmekte olan ülkelerdeki pozisyonlarını azaltması sonucunda kredi ve bankalararası para piyasalarında borçlanma maliyetlerinin hızla yükseldiğini, döviz kurları, faiz oranları ve borsa endeksleri basta olmak üzere birçok finansal göstergede olağanüstü hareketler yaşandığını ifade etti.

"BANKACILIK SİSTEMİ KRİZE HAZIRLIKLI YAKALANDI"

Gelişmiş ülke hükümetlerinin almış oldukları önlemlerin etkisiyle piyasalarda son dönemde bir miktar toparlanma gözlendiğini vurgulayan Yılmaz, Türkiye'de bankacılık sektörünün, risk oluşturacak bir yabancı para açık pozisyonu taşımadığını kaydetti. Bankaların yabancı para cinsi net pozisyonlarının, özsermayelerine oranla düşük seviyede olduğuna dikkat çeken Yılmaz, şöyle konuştu:

"Sermaye yeterlilik oranı, yasal sınırın ve Avrupa Birliği ortalamasının oldukça üzerinde seyretmektedir. Türkiye'de bankacılık sistemi, hem döviz likiditesi açısından krize göreceli olarak hazırlıklı yakalandı. Kısa vadeli toplam likidite yeterlilik oranları yüksek seviyesini korumaktadır.

Tahsili gecikmiş alacaklar dönüşüm oranı diğer gelişmekte olan ülkelerin ortalamasının altında bulunuyor. Reel sektörün de borçlarının önemli bir kısmı, son yıllarda Türk Lirası'na dönme eğilimi sergileyerek, vadesi uzamıştır."

Kamu sektörünün yerli para cinsinden ve sabit faizle borçlanması, bütçenin maruz kalabileceği riskleri azalttığını belirten Yılmaz, yakın dönemde döviz kurlarında gözlenen hareketlerin enflasyon üzerinde oluşturduğu etkinin, gıda fiyatlarındaki olumlu görünüm ve petrol fiyatlarında gözlenen düşüş ile telafi edilmesinin beklendiğini ifade etti.

"RİSK İŞTAHINDAKİ KESKİN DÜŞÜŞ FAİZLERİ YÜKSELTTİ"

Küresel risk iştahındaki keskin düşüşün Türkiye'de faizler genel düzeyinin yükselmesine neden olduğuna dikkat çeken Yılmaz, "Merkez Bankası'nın fiyat istikrarını sağlama temel amacı ile çelişmemek kaydıyla, önümüzdeki dönemde piyasada YTL likidite sıkışıklığı arttığı taktirde teknik faiz indirimini erkene alınarak operasyonel yapıyı değiştirebilecek. Likidite sıkışıklığının gelişimine bağlı olarak da repo işlemleri ile fonlama vadesinin uzatılmasını, ikinci el piyasadan doğrudan DİBS alımlarını gündemine alabilecek" dedi.

Yılmaz, likidite sıkışıklığının kalıcı olarak artması ve diğer önlemlerin yeterli olmaması halinde YTL'nin zorunlu karşılıklarının sınırlı ölçüde indirilmesini gündeme alınabileceğini belirtti.

"OTOMOBİL VE BEYAZ EŞYA PAZARI DARALDI"

Özel yatırım harcamaları öncü göstergeleri bir önceki çeyreğe göre düşüş gösterdiğini ifade eden Yılmaz, özel yatırım harcamalarının yılın son çeyreğinde yavaşlamaya devam edeceğinin tahmin edildiğini kaydetti. Mevsimsellikten arındırılmış verilerin, yurt içine yapılan otomobil ve beyaz eşya satışlarında daralmaya işaret ettiğini vurgulayan Yılmaz, "Küresel ekonomik faaliyetin yavaşlaması, Türkiye'nin ihracat pazarlarını da olumsuz etkiliyor. Önümüzdeki dönemde Türkiye'nin ihracat artış hızında hem fiyat hem de miktar bazında bir yavaşlama bekleniyor. Yurt içi talepteki yavaşlamaya ve YTL'nin değer kaybına bağlı olarak benzer bir gelişme ithalat fiyat, miktar ve hacimlerinde daha keskin bir yavaşlama olarak kendini gösteriyor" dedi.

"MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE HEDEFİNE ULAŞILACAK"

Yılmaz, yılın son çeyreğinde bütçe harcamalarının hızlanması ve yurt içi talebin yavaşlaması sonucunda vergi gelirlerinin azalması olasılığının olmasına karşın merkezi yönetim bütçe hedeflerine ulaşılacağını düşündüklerini sözlerine ekledi.

ANKA