"Küçük" bir mesaj

Yerli dizi senaristleri, ülkenin "üçüncü sayfa gündemi"nden beslenmeye başladı. Nasıl ilham almasınlar ki? Cinayetin en dehşetlisi, intikamın en çetrefillisi, tecavüzün en katmerlisi gazete sayfalarında... Bizim vatandaşın hayal gücü karşısında Alfred Hitchcock ile Stephen King, Pamuk Prenses gibi kalırlar... En son Karamel dizisinde izledim. Kadın, kuaföre gidiyor. Kendisini aldatan kocasının dikkatini yeniden kendi üzerine odaklamak için "Şöyle güzel bir saç modeli istiyorum" diyor. Durumdan haberdar kuaför çalışanı "Sana şöyle 'Gül gibi karın varken, başka kadınla işin ne?' modeli yapayım ablacığım" diyor... Kadın tüm cazibesiyle kocasını yemeğe çıkartıyor. Kocası Sadık'ın (isme dikkatinizi çekerim) aklı hemen uçuveriyor tabii. Ama bizim hanımefendi eşeğini sağlam kazığa bağlamayı da ihmal etmiyor: "Bak, dişi sineğe yan gözle bakarsan ya da kulağıma canımı sıkacak bir laf gelirse senin Küçük Sadık cıırtt, damda..." Bir yabancı, bu sahneyi izlese bön bön bakar. Ama biz mesajı hemen alıyoruz tabii... Ağustos başında Trabzon'da yaşanan ve gazetelere manşet olan olayı hatırlıyoruz: "Kıskanç kadın, sevgilisinin cinsel organını kesip, dama attı!.." Belli ki kıskanç kadının öfkesi karşısında ne küçük, ne büyük durabiliyor!..