Giriş Saati : 21.11.2008 16:37 Güncelleme : 21.11.2008 17:10
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, son ekonomik krizin, AB'nin gelişme konusundaki çalışmalarını erteleyebileceğini, bunu bir risk olarak gördüklerini belirtti.
Babacan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının 2009 yılı bütçesi üzerinde soru ve eleştirileri yanıtladı.
Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini değerlendiren Babacan, Ekim 2005'te müzakere sürecinin başladığını, daha sonra 1 yıllık tarama yaptıklarını anımsattı.
Babacan, bugüne kadar 8 fasıl açtıklarını, süreçte bir aksilik olmaması halinde aralıkta 2 faslın daha açılacağını bildirdi. Babacan, 2006 sonunda alınan kararla, 8 faslın açılmasının önünün, Kıbrıs sorunu çözülünceye kadar kapandığını belirtti.
Bunun dışında, bir üye ülkenin, 5 faslın Türkiye'yi tam üyeliğe götürdüğü, bunun için fasılların şu anda görüşülmemesi gerektiği şeklindeki yaklaşımı nedeniyle, 5 fasılda daha müzakerelerin açılmadığını ifade eden Babacan, ''Ayrıca, eğitim, kültür, enerji gibi fasıllar, bazı ülkelerin siyasi yaklaşımı nedeniyle müzakerelere açılmadı'' dedi.
Babacan, açılış kriteri bildirilen fasıllardaki çalışmaların sürdüğünü, geçen haziranda 2 faslı müzakerelere açtıklarını, gelecek yıl Çek Cumhuriyeti ve İsveç'in dönem başkanlığında bazı fasılların açılmasını öngördüklerini bildirdi. ''TARAMA RAPORLARI ULAŞMADI''
Bakan Babacan, yaklaşık 10 fasıldaki taramaların, Ekim 2006 yılında bitmesine rağmen, tarama raporlarının henüz kendilerine ulaşmadığını vurgulayarak, ''Bu da AB sürecinde diğer aday ülkelerin hiçbirinde görülen bir durum değil. Fasıllarda açılış kriteri olup olmayacağının bildirilmesini bekliyoruz. Bu konuda da üye ülkelerde anlaşmazlıkların, özellikle Konsey seviyesinde sorun olduğunu duyuyoruz'' diye konuştu.
Son ekonomik krizin, AB'nin gelişme konusunda iradesini bir miktar öteleyeceğini, çalışmaları yavaşlatma ya da erteleme eğilimini doğurabileceğini kaydeden Babacan, bunu bir risk olarak gördüklerini söyledi. ''BİRBİRİNİ TAM KARŞILAMIYOR''
Dışişleri Bakanı Babacan, ''Ulusal Program Taslağı'' hazırladıklarını anımsatarak, Başbakanlığın çalışmalarını tamamlamak üzere olduğunu belirtti. Babacan, Başbakan ve bakanların imzalarının tamamlanmasından sonra, Bakanlar Kurulu kararı olarak Resmi Gazete'de yayımlayacaklarını ifade etti.
Babacan, taslağı siyasi parti liderlerine de ilettiğini ancak bir parti dışında diğer muhalefet partilerinden yazılı bir görüş ulaşmadığını dile getirdi. Programı hazırlarken, AB'nin Resmi Gazetesinde şubatta yayınlanan Katılım Ortaklığı Belgesine baktıklarını belirten Babacan, ''Buna baktık ama bunu da yüzde 100 karşılayan ulusal program hazırlamadık. Katılım Ortaklığı ile Ulusal Programı yan yana koyduğunuzda birbirini tam karşılamadığını göreceksiniz. AB'nin bizden beklediği, talep ettiği bazı adımları, henüz bu aşamada atılmasını uygun görmedik. Müzakerelerdeki stratejimiz; bize hemen bugün faydası olacak adımları hızla atmak ancak farklı nedenlerle ertelemeyi uygun gördüğümüz, bazı konularda üye olduktan sonra ancak 3-5-10-12 yıl sonra buna uyarız diyeceğimiz adımlar var. Bunları, müzakereler çerçevesinde sürdürüyoruz'' diye konuştu. ''EKONOMİK ÖNLEMLERLE SONUÇ ALINAMAMASI''
CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ, ''Barzani ve Talabi'nin, PKK kartlarının yok olmasına izin vermeyeceklerini ve bunu Türkiye'ye karşı kullanacağı'' uyarısında bulundu. Elekdağ, sınır güvenliğini sağlamak için Barzani'nin peşinde ''yalvarırcasına koşmanın'' yanlış olduğunu söyledi. Barzani'nin yüreğine ''Türkiye'ye zarar verirsem, ben de zarar görürüm'' korkusunu yerleştirmek gerektiğini ifade eden Elekdağ, Türkiye'nin, Kuzey Irak'a yönelik caydırıcı politikalar geliştirmesi gerektiğini belirtti. Elekdağ, Türkiye'nin, Kuzey Irak ekonomisi üzerinde etkili olduğunu dile getirerek, önceliğin de ekonomik önlemlere verilmesi gerektiğini bildirdi. Elekdağ, ekonomik önemlerle sonuç alınamaması halinde, askeri baskı yöntemlerine başvurulabilineceğini kaydetti.