İstanbul'da yerel seçime yönelik siyaset kulislerindeki hareketliliği izlerken, ilginç bir isim dikkat çekiyor.
Eski Esenyurt Belediye Başkanı
Gürbüz Çapan...
Son bir yıldır
Çapan'ın yeniden Esenyurt belediye başkanlığına dönüp dönmeyeceği konuşuluyor. Konuşuluyor çünkü
Çapan yerel yönetimde
iz bırakan bir isim.
Daha 1989'da İstanbul'un varoşu sayılan Esenyurt'ta ciddi bir kentsel dönüşüm yaratarak, bölgeyi
Türkiye'nin gündemine taşıdı.
Öylesine etkili oldu ki, 1994'te partisi SHP bazı merkezler dışında ağır bir seçim yenilgisi yaşarken o İstanbul'un varoşu sayılan Esenyurt'ta üst üste iki dönem daha seçimi kazandı.
Yaptıklarıyla ilgi çekti, söyledikleriyle şaşırttı, ilişkileriyle eleştirildi. Sıradan bir siyasetçi değildi.
Fikirleri ve tavrıyla
"aykırı bir siyasetçi"ydi.
Esenkent'i
"kurtarılmış bölge" yapmakla suçlandı.
Ermenistan'a gidince
"tabu yıktı" ama birileri de onu
"hain" ilan etti.
Atatürk'e
"çapkınlıkla meşguldü" deyince, hakaretten yargılanıp mahkum oldu.
Üyesi olduğu CHP'yi bile bir dönem
"Kürt-Alevi Partisi" olmakla suçladı.
Kısaca
"aykırı bir siyasetçi"ydi ve belki de başına gelenlerin nedeni de bu aykırılığıydı.
Sisteme de, parti içi tek sese de hep itiraz etti. Ama aynı zamanda kendi iktidarını eleştirenleri,
"yanlış yapıyorsun" diyenleri de dinlemedi.
Bu aykırı tavrı ve dili nedeniyle seveni kadar sevmeyeni de vardı.
Eskilerin deyimiyle
"nev-i şahsına münhasır" bir siyaset adamıydı
Gürbüz Çapan. Ama yenilikçi ve diyalog yanlısıydı.
Bu nedenle de her siyasi ve toplumsal kesimle ilişkisi vardı ve aynı masaya oturmaktan çekinmezdi.
Projesine imza attığı Esenkent'le ilgili bir soruya şöyle cevap veriyordu:
"Hiç kimseyi kovmadım buradan, illet olduğum mültecileri bile kovmadım. MHP'liler de var burada. MHP Milletvekili Osman Celal de benim üyem. Dincilerden üyelerim var. Burasını bir mozaik olarak düşündüm." Darbeciliğe prim vermedi Çapan, belediye başkanlığı yaptığı o şaşalı günlerde değilse de
"düşüşe" geçtiği dönemlerde sık sık görüştüğüm, özellikle de 2006-2007 gibi kritik bir süreci yaşarken buluşup, tartıştığım ender isimlerden biriydi.
O günler, siyaset kulislerinde
"Merak etmeyin her şey değişecek" diyenlerin ve bir anlamda
"darbe" sinyali verenlerin boy gösterdiği zor günlerdi...
O günlerde adı
"sol ve sağ liberal" kesimde gösterilen birçok siyasetçinin bile zıvanadan çıkıp,
"Resneli Niyazi" olunması gerektiğini söylediği zor günlerdi.
Gürbüz Çapan bu yaklaşımların hep uzağında durdu.
Fikri düzeyde bile olsa
"darbeciliğe" prim vermediğini yakından biliyorum. Şimdi Ergenekon Terör Örgütü davasının tutuklu sanıklarından biri olarak karşımızda duruyor.
Susurluk'u yakından izleyen, onun devamı olan Ergenekon davasını da az çok bilen biri olarak gerçekten çok şaşırdım.
Önümüzde yerel seçimler var.
Gürbüz Çapan bu dönemde, bir kez daha Esenyurt halkının karşısına çıkmaya hazırlanıyordu.
Birden devreye Ergenekon davası girdi.
İşin içinde siyasi bir hesap mı var bilinmez ama ben daha çok CHP'nin nasıl bir tavır takınacağını merak ediyorum.
Acaba her şeye rağmen CHP,
Gürbüz Çapan'a sahip çıkacak mı?
Gerçek adalet bir yana,
"siyasetin adaleti" var mı o zaman göreceğiz.
Yayın tarihi: 11 Kasım 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/11//ovur.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.