Yoo! Ben o savunmaları yeterli bulmuyorum, daha da utanıyorum, bu açıklamaları yaparken Bakanımız Nimet Çubukçu'nun yüzü nasıl kızarmadı anlayamıyorum. Biliyorsunuz olay tam skandal! York Düşesi Sarah Ferguson ülkemize geliyor, kılık değiştirerek Ankara ve İstanbul'da iki engelli bakım merkezine giriyor. Üstelik gizli kamerayla... Ve neler neler çekiyor, yazıyor... Kusmuk, idrar, ter gibi pis kokular, dışkılarda yatan çocuklar, kafaları kazılmış çocuklar, el ve ayaklarından bağlanmış çocuklar, bezleri değiştirilmeyen çocuklar... Rezaletin son perdesi yani! Savunulacak, kurtarılacak bir tarafı yok! İnsan ancak istifa eder değil mi? Yok Nimet Çubukçu çok yaratıcı maşallah! Diyor ki: "Ferguson, Ankara'da kadın görevlilerimizi, İstanbul'da Kraliyet mensubu kızı için verilmiş polisleri suistimal ederek kurumlarımıza izinsiz girdi"... Diyor ki: "Düşes bakım merkezindeki görevlilere "Buranın en pis, en kötü yerlerini gösterin, size bağış yapacağım dedi"... Vay be! Senin engelli bakım merkezin bu halde olmasaydı bu görüntüleri kim çekebilirdi? Senin çocukların yataklara bağlanmasa, eziyet çektirilmese bunu kim ortaya dökebilirdi? Senin kurumunun en pis, en kötü yeri diye bir yeri olmasa oraya kim girebilirdi? Milyarlar verse parası karşılık bulabilir miydi? Bırakın bu savunmaları! Bırakın Allah aşkına...
Yayın tarihi: 5 Kasım 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/05/gny/haber,98A6EDB6B6D240F7B8B43219E4154468.html
Tüm hakları saklıdır.