kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
30 Ekim 2008, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Vahşi Alaska

Giriş Saati : 11.08.2008 15:40
İLİŞKİLİ HABERLER
Vahşi Alaska
Alaska'nın bir şehirliye en cazip gelecek özelliği, kilometrelerce uzanan ve tek bir insana veya binaya rastlayamayacağız bomboş arazileri. Korunmuş vahşi hayatıyla bölge buzulları, tundra iklimi, güneşi ve ayak basmanın cesaret istemesinden olsa gerek farklı bir yaşamın izini sürmekten keyif alacaklar için şüphesiz unutulmaz bir destinasyon. Tek kusuru, biraz soğukFakat Alaska, temmuz ve ağustos aylarında 10 - 15 hatta zaman zaman 20 dereceye ulaşan sıcaklığıyla misafirperver bir havaya bürünüyor. Alaska'da tatil fikri, özellikle sıcaktan bunalanların ilgisini çekebilir. Ancak kışın eksi 25 dereceye kadar inen havası, yalnızca bölgenin sakinlerine ve çılgınlara göre. İlgileniyorsanız bu ayı fırsat bilmenizi öneririz.


Susamurları, foklar ve denizaslanları yazın tadını kayalıklarda güneşlenerek çıkarıyor.

ABD'nin yüzölçümü olarak en büyük, nüfus yoğunluğu olarak en küçük eyaleti Alaska, kıtanın en yüksek 20 dağından 17'sini barındırıyor ve 100 bin buzulu, bin 800 adası, 3 milyon göl ve 3 bin nehriyle çok renkli bir coğrafya sunuyor. ABD'nin 1867 yılında Rusya'dan 7 milyon 200 bin dolara satın aldığı eyaletteki Ruslar, buraya 1784'te kürk ticareti için gelmişler. Önemli altın kaynaklarının keşfiyle çok sayıda Amerikalı'nın yerleşmesinden yıllar sonra Alaska, 1959'da ülkenin 49'uncu eyaleti olarak ABD'ye resmen dahil edilmiş. 1968'de Kuzey Kutbu kıyı ovasında petrol ve doğalgaz yatakları bulunmasıyla daha da gelişen Alaska'nın bir diğer önemli gelir kaynağı ise yılda 40 milyon dolarlık ticaret hacmine ulaşan balıkçılık. Gezeceğiniz pek çok balıkçı kasabasında kalkan, morina, ringa balıkları veya karides, midye ve yengeçlerin gemilere, yüzer uçaklara yüklenmesini rıhtımda kahvenizi yudumlarken tanık olacaksınız.

Metropol insanları için Alaska'ya ilk adım, eyaletin en "soft" bölgesi olan güneydoğudaki Inside Passage'ı yatla gezmek ideal bir seçenek. Zira -konfordan vazgeçmek istemeyenlere- lüks bir yatın güvertesinde buzlu sularda süren vahşi yaşamı gözlemek ya da yatın şık salonunda buz dağlarını seyretmek gibi seçenekler ancak bu bölgeye yapılan charter'larla mümkün. Alaska'ya aşık olanların, sonraki gezilerinde Kuzey Kutup dairesinin civarına doğru ilerlemekten kendilerini alıkoyamadıklarını da belirtmekte fayda var. Inside Passage'a yapılan seyirlerin başlangıç noktası Kanada'nın Vancouver ya da ABD'nin Seattle şehirleri. "İç su yolu" diye Türkçe'ye çevirebileceğimiz Inside Passage, milyonlarca yıl önce buzulların yontmasıyla oluşan adaları, fiyordları, girinti ve çıkıntılarıyla ilginç bir yapıya sahip. Alaska'nın yosun, ot ve cılız çalılardan oluşan bitki örtüsü tundralar da zaman zaman şaşırtıcı renklere bürünebiliyor. Tabii Inside Passage'ın yalnızca çalılarla kaplı olduğunu düşünmeyin, buradaki adaların pek çoğu çam ve ladin ormanlarına sahip. Hatta bölge, dünyanın kıyı şeridi boyunca uzanan en büyük yağmur ormanını barındırıyor.


Kilometrelerce uzanan buzullarda yapılan yürüyüşler Alaska'nın alamet-i farikası.

Alaska'nın terk edilmiş izlenimi veren uçsuz bucaksız arazilerinde geyik türleri, siyah ve boz ayılar, kurtlar, vaşaklar ile bizonlar 200 yüzyıl öncesindeymiş gibi rahatça yaşıyor. Buzlu suda ise foklar, denizaslanları, susamurları, vizonlar ve yunuslar fink atıyor. Tabii Alaska'da yaşanacak en ilginç deneyim, dev balinalarla buluşma anı. Çünkü küçük bir araba hacminde kalbi olan, Boeing 777 boyundaki (64 metre) bir balinayla bulunduğunuz devasa tekneyi kıyasladığınızda arada çok da fark olmadığını görecesiniz. Buradaki çekiçkafa, humpback, gri, katil, northern right ve sperm balinalarını yakından tanıyan oşinograf Rodrigo Olsen, Camper & Nicholson'ın düzenlediği charter'larda ekibe eşlik ediyor ve meraklı ziyaretçilerle balinaların izini sürüyor. Genellikle doğaya ve maceraya düşkün olanların bu turlara katıldığını belirten Olsen, balinaların sevdiği bölgeleri avucunun içi gibi biliyor. Bu yüzden Olsen'le çıkılacak bir turda, birkaç balinayla tanışmadan geri dönme ihtimali yok. Rodrigo Olsen'e göre"Hem zaten Humpback balinaları biraz yiyecek atınca kendini gösteriveriyor. Diğer türlerin yeri ise hidrofon (balinaların seslerini takip eden cihaz) aracılığıyla kolayca bulunuyor". Balinayla karşılaşma anını ise şöyle anlatıyor: "Eşsiz bir deneyim! Bir gün bu şansı yakalarsanız hayatınızın en değerli anlarından birini yaşamış olacaksınız. Onlar çok büyük ve çok mistik canlılar; sizi huşu içinde bırakacaklar. Örneğin mavi balina: Yaradılıştan beri yaşamış en büyük canlı. Onunla tanıştığınızı nasıl unutabilirsiniz ki!" Olsen'in rehberliğinde tanıştığınız balinalarla yüzebilirsiniz de. Ama her istediğinizle değil ancak sizi kabul eden balinalarla. Zira Olsen, "Balinalara yaklaşmak için biraz sabırlı olmak lazım, onların bizi kabul ettiğini hissedersem yaklaşıyoruz. Bazen çok rahat ve ilgili davranırlar, teknenin etrafında dolaşırlar ve beraber yüzmenize izin veriler" diyor. 10 senedir balinalarla yüzen oşinograf bunun için "bambaşka bir güzellik" diyor ve ekliyor: "Çünkü kendinizi onun bir parçası gibi hissedersiniz. Göz göze geldiğinizde onların da incelikli duyguları olduğunu anlarsınız."


Boeing 777 boyunda bir balinayla karşılaşmak tatilinizin en unutulmaz anı olacak.

Gelelim Alaska'dan birkaç adrese. Sitka, Ketchikan ve Petersburg, arkalarındaki dev dağlar ve civarlarındaki buzullarla en şahane manzarayı sunan bölgeler arasında. Ketchikan ve Petersburg, şeker gibi rengarenk evleri, neşeli ve samimi günlük yaşamlarıyla dikkati çeken balıkçı kasabaları. Petersburg'un 40 kilometre doğusundaki LeConte buzulu ve Alaska'nın en büyük şehri Juneau'nun yakınındaki Mendelhall buzulu ise büyüklükleri ve görkemli duruşlarıyla binlercesi arasından öne çıkanlar. Alaska'nın şehir ve kasabalarında göreceğiniz buz mavisi, altın ve beyaz çatılı tarihi yapılar Rusların; totem kazıkları ise daha eski ev sahiplerinin yani Tlingit, Haida ve Tsimshian yerlilerinin izlerini yaşatıyor.

En kuzeydeki Glacier Körfezi ise buzul ekosistemini gözlemleyebileceğiniz en iyi nokta. Karayolu olmayan körfeze denizden ve havadan her sene tam 300 bin turist geldiğini söylersem bölgenin ne derece "heyecanlı" bulunduğu anlaşılır sanırım. Kışı Hawai'de geçiren Humback balinalarının yazlığı olan körfez, 200 yıl önce tam bin metre kalınlığında buzla kaplıymış. Şimdi inanılmaz yükseklikteki buzullarıyla misafirlerini büyülüyor. Alaska buzullarından en ünlüsü 3 kilometre uzunluğunda ve 80 metre yükseklikteki görkemli Muir buzulu.