kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
26 Ekim 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat

Yorulmuyorum çünkü İstanbul'la uğraşmaktan zevk alıyorum...

27.09.2008
- 12.5 milyon nüfusu yönetmek, affınıza sığınarak soruyorum, akıllıca bir iş mi?
- Doğru bir iş, çok zevkli bir iş! Şunu söyleyeyim; sevildiğimin, takdir edildiğimin farkındayım, bu benim yorgunluğumu alıyor.
İnsanların bana olan sempatisini görüyorum.

- En son yoruldum dediğiniz zaman?
- Yoruldum kelimesini hiç kullanmadım.
Ben meşguliyet değiştirerek dinleniyorum.

- Dinç kalmak için takviyeniz var mı?
- Hiçbir şey almam; doğal besleniyorum.

- Tansiyon ya da kalp hastası olmadınız mı bu işi yaparken?
- 1945 doğumluyum, hiçbir şeyim de yok! Gözlük bile kullanmadım. İlaç prospektüsü verin, gözlük kullanmadan okuyayım.
Elhamdülillah sağlığım yerinde, hiçbir problemim yok, yorulmuyorum, zevk alıyorum, çünkü bu kente hizmet etmek bambaşka bir şey.

- Bir mimar olarak 'İstanbul'a bakınca acı çektiğinizi' söylemiştiniz bir röportajınızda. Acınız azaldı mı arttı mı?
- Azaltıyorum acıyı çünkü çözümler getiriyoruz. Ama zamanında planlı kullanılmamış bu kent; gecekondular oluşmuş, kentin tarihi dokusu arasındaki bahçelerde apartmanlar yükselmiş, geçmişten kalan mimari yok edilmiş...

- E-5'te diyelim otomobilinizle ilerleyip etrafı seyre daldığınızda manzara içinizi sıkmıyor mu, 'Çok işimiz var daha,' demiyor musunuz?
- Çok iş var diyorum kesinlikle. Ama şunu da görüyorum; insanlarda şehirlilik olgusu oturdukça, kültürel olarak geliştikçe estetik duyguları da değişecek. Kılık kıyafetinden, binasının cephesini boyamasından çatısının örtüsüne kadar, pencere doğramasına kadar, bu bir kültürel değişimdir.
Bunlar zaman gerektiriyor.