12 yaşındaki kızının ilk kez regl oluşunu kutlamak isteyen anne Şule Akdağ, kendisini eleştirenlere bu cevabı vermiş. "Suç işleyenler utanır. Ben Kahramanmaraş'ta 15 yaşındaki kızının bakire değil diye intihar etmesini isteyen bir anne değilim ki utanayım" demiş "Utanmıyor musun?" diye soranlara.... Kızının regl kutlamasına katılmama kararı alan baba İlyas Akdağ da, eleştiriler üzerine kızına ve karısına destek vermek için kutlamaya bizzat katılmış. Böyle anneye de, babaya da helal olsun! Niye mi? Sizin doğrularınıza uymayabilir ama bir karar almışlar. Eleştirileri umursamadan, doğru bildiklerinden şaşmadan planlarını hayata geçirmişler; eğilmemiş, bükülmemişler, destek olmuşlar birbirlerine... Bu konuda haklarını teslim edelim önce... 12 yaşındaki genç kızın kırmızı elbisesini giymiş, ilk regl töreninin tadını çıkarırken çekilmiş fotoğraflarını görünce kendime de sordum: Senin bir kızın olsaydı böyle bir şey yapar mıydın? Karar veremedim ama 'asla olmaz' da diyemedim. Bu normal bir olay, abartmaya da gerek yok, utanmaya da... İyi de, ben fazla özgürlükçüyüm. 'Başkalarına zarar vermediğin sürece istediğin her şeyi yapabilirsin' felsefesine inanıyorum. Yani benim doğrularım 'genel doğrulara' uygun düşmüyor olabilir. O yüzden hemen çıktım odamdan, ufak bir anket yaptım bizim ekip arasında sabah sabah. "Arkadaşlar bir kızınız olsa, ilk regl partisi verir miydiniz?" diye sordum. Enteresan olan şu; kızlar "Neden olmasın, yerinde bir karar" dedi, erkekler ise "Biraz garip değil mi ya?" diye sordu. Kızlar çullandı tabii; "Sizin pipiniz kesilirken, erkek adam oldunuz diye düğün dernek halay çekiliyor da kızların kadınlığa geçişi neden kutlanmasın?" "Ama kadınların bu durumu daha mahrem değil mi?" dedi erkeklerin arasından bir ses. Dişiler yine itiraz etti: "Senin pipini herkesin görmesi daha mı az mahrem yani?" Israrcıydı bizim erkekler: "Çocukları küçükken sünnet ediyorlar. Ama burada bir genç kızın reglinden bahsediyoruz, mahrem olması gerekmiyor mu bunun?" Lafı gediğine koydu bizim feministler: "Anadolu'da, Doğu'da hala gerdek gecesi kızların kanlı çarşafları balkona asılıyor. O kandan daha mı mahrem bu kan yani?" Kızlar 1-0 önde!
Ya düşünsenize biz kadınlar neler çekmedik/çekmiyoruz şu regl hikayesinden... Peki sadece erkekler mi sorumlu bu durumdan? Kadınlar da bence! Utanılacak, saklanacak, ped alırken renkten renge girilecek bir durum olarak yaşamışız bunu yıllarca, 'İyi de niye ayıp yahu?' diye sormamış bile kendimize... Bu soruyu ilk soran Duygu Asena'ydı. 21 yıl önce yazdığı 'Kadının Adı Yok' romanında "Bu ülkede neden erkeklerin sünneti düğünlü dernekli kutlanır da, kızların regl olduğu gün kutlama yapılmaz?" diye sorarak toplumun regle bakışını eleştiriyordu. Eminim Duygu Asena hayatta olsaydı, bu kutlamaya ilk katılan kişi, hatta halay başı olurdu. Oysa biz hala başkalarının 'doğru'sunu kıyasıya eleştiriyoruz, yargılıyoruz, ayar çekiyoruz. Dün SABAH'ta en çok okunan haberdi bu; okurlar e-mail yağdırdı. Demek ki tartışılmaya değer bir haberdi bu! Maillerde kararı alkışlayan da vardı, 'Yuh artık ar namus kalmamış' diyen de... Niye? Nesi namussuzluk bunun söyler misiniz? Sonuçta, en çok da bir genç kızın mahremiyet duygusuyla ilgili bu olanlar... Tek önemli olan da bu. Uzmanlar "Reglin başlamasını gizlemek ve kirlendiğini söylemek ne denli travma yaratırsa, herkese kanamanın başladığından bahsetmek de aynı oranda travma yaratır. Çocuğu utanmaya, arkadaşlarından kendini soyutlamaya yöneltebilir. Ya da arkadaşları onu soyutlayabilir, farklı bir konuma koyabilirler" diyor. Anne Şule Akdağ bir psikolog olduğuna göre, kızının travma yaşamaması için gerekli önlemleri almıştır diye düşünüyorum. Bu durumda bize ne yapmak düşüyor?
Yayın tarihi: 20 Ekim 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/20/gny/sever.html
Tüm hakları saklıdır.