Aşırı kilolar bel fıtığını tetikliyor
Giriş Saati : 08.10.2008 14:10
Güncelleme : 08.10.2008 21:57
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Çağatay Çalıkoğlu, bel fıtığına karşı uyarılarda bulunarak oturma, yürüme, otomobil sürme gibi günlük aktiviteler esnasında hatalı omurga pozisyonundan kaçınılması, düzenli egzersizle fazla kiloların atılmasını önerdi.
Çalışma hayatında işgücü kaybına neden olan hastalıklar arasında yüzde 25'lik oranla bel fıtığının görüldüğünü söyleyen Erzurum Şifa Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Op. Dr. Çağatay Çalıkoğlu, bel fıtığının nedenleri, korunma yöntemleri ve tedavisi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Belin, vücudun ağırlığını taşıyan, yük taşıma sırasında özel fonksiyonlara sahip ve gövdenin hareketli olmasını sağlayan bir yapı olduğunu belirten Op. Dr. Çalıkoğlu, belde 5 adet omur ve omurları birbirine bağlayan kıkırdak yastıkçıklar (disk), eklem yapıları ve bunlara destek olan yumuşak dokuların bulunduğunu anlattı. Omurlar arasındaki yastıkçıkların yapısının bozularak omurga kanalı içerisine doğru kaymasına ve omuriliği sıkıştırmasına 'bel fıtığı' denildiğini hatırlatan Op. Dr. Çalıkoğlu, bel ağrısının nedenlerini ise şöyle sıraladı: "Belde yer alan omur, disk ve yumuşak dokularda gelişen herhangi bir olay bel ağrısına neden olabilir. Bel ağrısı, günümüzde bireyin günlük aktivitesini kısıtlayan en önemli nedenlerden birisidir. Bel ağrılarının nedenlerini 2 büyük grupta toplayabiliriz. 1- Kas-iskelet sistemi hastalıkları (en sık görülen ağrılardır). 2-Omurga hastalıkları ( bel fıtıkları, bel kaymaları, dar kanal.)"
Bel fıtığının sebeplerini de sıralayan Op. Dr. Çağatay Çalıkoğlu, disk materyalinin iki omur cismi arasında bir yastıkçık gibi davrandığını ve gövdenin yüklerini dağıttığını ifade ederek, "Ancak bel omurlarına fazla yük binerse (aşırı kilo alma ve ağır kaldırma), bele destek olan bel ve karın kasları zayıflarsa (egzersiz yokluğu) veya yapısal ve genetik nedenlerle bu disklerde bozulma bel ağrısına ve bel fıtığına neden olabilir. Bel fıtığında bel ağrısından daha ön planda olan bacak ağrısıdır. Sinirlere olan baskının düzeyine göre uyluk ve bacakta ağrı, güçsüzlük ve uyuşukluk hissi oluşabilir." dedi.
Bel kayması (Lomber spondilolistezis), bel omurga kanalında daralma ve disk dokusunun yıpranmasına da değinen Op.Dr. Çalıkoğlu, tekrarlayan bel ağrısı atakları, uzun süreli bel ağrısı, ağrı şiddetinin giderek artması, bel ağrısına eşlik eden uyluk ve bacakta ağrı, uyuşukluk, güçsüzlük, istemli idrar ve gaita yapamama, seksüel fonksiyon bozukluğu gibi belirtilerin olması, istirahat ile geçmeyen bel ağrısı ve bel ağrısı ile birlikte aşırı kilo kaybı, ateş, üşüme ve titreme olması durumlarında ise derhal bir hekime müracaat edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
BEL FITIĞINA KARŞI ALTIN KURALLAR
Op. Dr. Çağatay Çalıkoğlu, ağır işlerden ve ağır yük taşımaktan uzak durulması, oturma, yürüme, otomobil sürme gibi günlük aktiviteler esnasında hatalı omurga pozisyonundan kaçınılması, ortopedik yatak kullanılması, düzenli egzersiz yapılarak adale tonus ve kuvvetinin sağlanması ve fazla kiloların atılması tavsiyelerinde bulundu. Op.Dr. Çalıkoğlu, yine de yapısal ve genetik faktörlerin etkili olduğu ve tüm dikkatlere rağmen bel fıtığı olunabileceğinin unutulmaması gerektiğini kaydetti.
Op. Dr. Çalıkoğlu, bel ağrısındaki tedavi seçeneklerini ise şu şekilde sıraladı: "Bel ağrılarında yapılacak tedavi ağrının nedenine ve hastalığın yerleşimine göre belirlenmelidir. Yatak istirahati ve ilaç tedavisi. Fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları. Cerrahi tedavi seçeneklerinde ise perkütan uygulamalar, 'nükleoplasti, perkütan mikrodiskektomi, Laser', Mikrodiskektomi, enstrumentasyon uygulamaları yapılmaktadır. Cerrahi girişim yöntemi seçilirken her hasta ayrı ayrı değerlendirilmeli ve o hastaya uygun teknik hekim tarafından seçilmelidir."
CİHAN
Yayın tarihi: 8 Ekim 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/08//haber,E449F8FFF8A64E7183C4D8166988C2FF.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.