Ramazan Bayramı'nı geride bırakırken, siyasetin biraz daha hareketleneceği bir döneme giriyoruz.
Bu dönemi, Meclis'in çalışmaya başlayacağı 6 Ekim'den sonra daha somut hissedecek ve bazı gerçeklerle yüz yüze geleceğiz.
Örneğin küresel krizin hayatımıza yansıyıp yansımayacağının ipuçlarını bu dönemde görebileceğiz.
Ayrıca bu dönem yeni siyasi gelişmelere de gebe...
Nasıl bir siyasi doğum yaşanacağı bilinmese de en azından bazı siyasi kesimlerde ciddi bir beklenti var.
Bu beklentilerin neler olduğuna biraz daha yakından bakalım.
AK Parti'de demokrasi beklentisi Yapılan kamuoyu yoklamalarına ve sokağın nabzına göre hâlâ en güçlü parti AK Parti.
Ancak tepesinde demoklesin kılıcı gibi duran iki tehdit var: Kapıyı çalan küresel kriz ve Anayasa Mahkemesi'nin "
laiklik karşıtı odak " ithamı. Bu iki tehdit AK Parti'nin siyaset alanını bir hayli daraltıyor.
Buradan nasıl bir formülle çıkılacağı yeni dönemin hesaplarını da derinden etkileyecek.
AK Parti tabanı bu kuşatılmışlık durumundan sadece "
daha fazla demokrasi" ile çıkılacağı beklentisinde.
Onlar bunu beklerken muhalefetin durumu da pek iç açıcı değil. Tıpkı o ünlü şarkıdaki gibi
"Hangi kapıyı çalsam karşımda buruk acı..." CHP açılım yapacak mı? Adı sol CHP'de yeni beklenti, "
yolsuzlukla mücadele"nin devam ettirilmesi...
Bu konjektörel beklenti dışında bitmeyen beklenti ise yeni programın yazılması ve partinin kapılarını CHP dışında kalan sola açması. Böylece yeni programla başta Kürt ve Alevi meselesi için bir adım atılacağına, sol küskünlere açılmakla da partinin genişleyeceğine inanılıyor.
CHP yönetiminin bu beklentilere cevap verip vermeyeceği ise tam bir bilmece.
DP, Anavatan ve merkez sağ Bayram sürecini en hareketli geçeren kesim klasik merkez sağ oldu. Demokrat Parti kasım ayında yapacağı, Anavatan Partisi ise ekimde yapacağı büyük kongreye hazırlanıyor.
İkisinin de içi kaynıyor. DP ve çevresinde bütün gözler genel başkan
Süleyman Soylu'nun büyük kongrede nasıl bir açılım yapacağına çevrilmiş durumda.
Acaba sürpriz bir çıkışla
"toplumda kredisi tükenmemiş merkez sağ siyasi aktörleri" bir araya getirebilecek mi?
Ramazan Bayramı'nda DYP'nin eski genel başkanı ve eski başbakan
Tansu Çiller'le görüşen
Soylu'nun kasım kongresine çok ciddi hazırlık yaptığı biliniyor.
Anavatan Partisi'nde ise sayıları beşe çıkan genel başkan adayları daha şimdiden Anadolu'daki teşkilatları dolaşmaya başladı.
Kongrenin, eğer aday olursa
Salih Uzun ve
Murat Akdeniz arasında geçeceği konuşulsa da asıl aktörün hâlâ
Erkan Mumcu olduğu biliniyor.
Tabii bu iki merkez sağ partideki gelişmeler ister istemez eski Başbakanlardan
Mesut Yılmaz ve çevresinin nasıl bir yol haritası izleyeceğiyle de yakından ilişkili.
Bayram sonrası bu çevrenin de harekete geçeceği bekleniyor.
DSP'nin Sarıgül'le flörtü Gelelim süpriz gelişmelerin yaşanacağı DSP ve
Mustafa Sarıgül ilişkisine... Siyasetin AK Parti karşısında alternatif üretmekte zorlandığı içinden geçtiğimiz bu süreçte, en somut gelişmenin bu cephede yaşanacağı bekleniyor. Ancak her iki kesimde tek başlarına ne AK Parti karşısında, ne de CHP karşısında bir güç olamayacaklarını iyi biliyor.
Bu gerçek nedeniyle güçlerine birleştirmek istiyorlar...
Bütün mesele de bunu nasıl yapacakları?
Son günlerde sık sık görüşen
Zeki Sezer ve
Sarıgül, iki tarafın da kazanacağı ve bir anlamda
Başbakan Erdoğan'ın dilimize kazandırdığı
"kazan-kazan" formülü arayışı içinde.
Gelinen son nokta DSP tarafı
Sarıgül'ün
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmasını istiyor.
Sarıgül ise işi garantiye almak ve riske sokmamak için Şişli'yi bırakmak istemiyor.
Eğer bu sorun çözülürse önümüzdeki günlerde
DSPSarıgül işbirliği sürpriz olmayacak.
Bu birliktelik AK Parti ve CHP'nin yerel hesaplarını ne kadar bozar bilinmez ama ciddi etkileyeceği kesin.
Yayın tarihi: 5 Ekim 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/05//haber,BFA1B470638F46FDA9250866A9AC8C11.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.