kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
4 Ekim 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat

Yarım yüzyıla yayılmış romantik öykü

ATİLLA DORSAY
ATİLLA DORSAY
28.08.2008
İLİŞKİLİ HABERLER
Yarım yüzyıla yayılmış romantik öykü
Vay vay vay... Uzun zamandır böylesine koyu bir melodram görmemiştik... En usta piyasa romanının veya kadın öyküleri yazarının bile kolay kolay kuramayacağı iç içe geçmiş ilişkiler, yarım yüzyılın ayırdığı gizemler, neredeyse hiç uğruna ziyan olmuş insan hayatları... Ve 50 yıl sonra gelen çözülme, buluşma; ortaya saçılan günahlar, günışığına çıkan pişmanlıklar, çok geç kalmış olsa da bir yeniden başlama umudu... Genç senaryo yazarı Peter Woodward, hikâyeyi 'savaş alanında bulunmuş bir havacıya ait nikah yüzüğü'nden aldığı esinle yazmış. Bugün tam 85 yaşında olan ünlü yönetmen (ve bir zamanların ünlü oyuncusu), Oscar'lı ve 'sir' unvanlı Richard Attenborough ise 'okuyageldiğim ve ilk ürün olan senaryolar içinde en özgün, heyecan verici ve gerçekçi olanı' diye düşündüğü için, bu yeni filme sıvanmış. Film, bir avuç kahramanın 1941'de, dünyanın tam anlamıyla savaşa bulaştığı yıllarda başlayan serüveniyle, 50 yıl sonra, İngiltere'nin bu kez savaşla değil ama İrlanda sorunu ve onun uzantısı olan IRA terörüyle boğuştuğu dönem arasında geçiyor. Olaylar sürekli 50 yıllık bir atlamayla gelişiyor: Bir orada, bir burada... Bu da filmin izlenmesini kolay ve rahat hale getirmiyor elbette. Aslında bunun hayli yorucu bir izleme çabası olduğu bile söylenebilir. Anlatılan, Amerikan taşrasında bir genç kız ve peşindeki üç genç adamın hikâyesi. İçlerinde en yakışıklısı olan Teddy'yle büyük aşk yaşayan Ethel Ann, onunla gizlice evleniyor. ABD'nin 1941'de savaşa girmesiyle birlikte, genç kahramanlarımız pilot olarak Avrupa üzerinde savaşa katılıyorlar. Ama Teddy, savaşa giderken karısını Chuck'a emanet ediyor: Kendisine bir şey olursa, Chuck genç kadınla ilgilenecektir. Teddy'nin öngörüsü gerçekleşiyor ve genç adam, İrlanda üzerinde uçağının düşmesiyle ölüyor. İşin içine kaza sırasında orada bulunan genç bir çocuk da katılıyor. Sonra olaylar dramatik biçimde akıyor. Aslında Chuck kadar Jack da genç kadına çılgınlar gibi âşıktır. Ama onun Teddy'yi gerçek anlamda unutması mümkün olacak mıdır? Ve oradan kalkıp 1991'e geliriz. Büyük savaşın yerine bu kez, terörizm veya iç savaş da denen belki daha acımasız ve zalim bir şiddet olayı vardır. ABD'de yaşamakta olan Ethel Ann'ı kader, bunca yıl sonra İrlanda'ya, sevdiği adamın öldüğü köye getirecek ve olayın düğümleri çözülecektir. Öyle filmler, romanlar, oyunlar vardır ki, eleştiriye ve eleştirmenlere meydan okur. Siz ne kadar mantığın, sağduyunun, yüksek zevkin ve seçkin beğeninin gölgesine sığınsanız da, sesiniz pek duyulmaz. Çünkü bunlar, kitleleri en hassas yerlerinden yakalamak üzere yapılmıştır ve çoğu zaman da bunu başarırlar. Bence bu tür filmlerden biri olan İngiliz Hasta da yıllar önce (1996'da) öylesine beğenilip, üstelik tam sekiz Oscar almamış mıydı? Bu filmin de İngiliz Hasta kadar etkileyici olduğunu ve yine ödüllere boğulacağını söylemek istemiyorum. Ama kuşku yok ki 'merhum' Anthony Minghella'nın filmiyle aynı kumaştan dokunmuş. Filmin artılarının başında oyuncuları geliyor. Genci-yaşlısı, özellikle İngiliz oyun geleneğinin parlak örneklerini sunuyorlar: Başta Mischa Barton, Gregory Smith, Stephen Amell ve Atom Egoyan'ın Ararat'la perdeye kazandırdığı David Alpay olmak üzere gençler. Ve de ünlü oyuncular: Christopher Plummer'dan Pete Postlethwaite'ye, Shirley MacLaine'den Brenda Fricker'a. Özellikle Shirley için, tüm yeteneklerini kullandığı mükemmel bir rol bu. Ve ünlü oyuncu, bu zor kompozisyonun altından rahatlıkla kalkıyor. Christopher Plummer ise finaldeki bir sahnesiyle, gözyaşlarına boğulduğu o yakın planda adeta herkesi de ağlatıyor. Ayrıca Çığlık korku filmleri serisinden beri pek ortalarda gözükmeyen Neve Campbell de Ethel Ann'ın kızı olarak gayet iyi. Evet, bu film için isterseniz eleştirmenleri unutun, eleştirilere bakmayın. Eğer gözüyaşlı iki saat geçirmek ve bir duygu seline kapılıp gitmek istiyorsanız, hiç durmayın. Bunun bir tür psikolojik rahatlamaya yol açması da çok mümkün!

Kayıp Yüzük * *
( Closing the Ring)

Yönetmen: Richard Attenborough
Senaryo: Peter Woodward
Görüntü: Roger Pratt
Müzik: Jeff Danna
Oyuncular: Shirley MacLaine, Christopher Plummer, Mischa Barton, Stephen Amell, Neve Campbell, Gregory Smith, David Alpay, Pete Postlethwaite, Martin McCann, John Travers/ İngiliz filmi.

Haftanın Yıldız Tablosu
Üç Hanedan: Ejderin Dirilişi * * * *
Kıyamet * * * *
Zohan'a Bulaşma * * *
Annemin Yeni Sevgilisi * * *
Star Wars: Klonların Savaşı * * *
Aynalar * *