Yarışmayı bugüne kadar kazanan ilk Türk olmanın omuzlarına yüklediği sorumluluğun da farkında olan Boran, "İkinci bir Leyla Gencer olabilmek mümkün değil,'' diyor ve ekliyor; "Bu başarıyı doğru şekilde taşıyacağım. Mütevazı olmayacağım tek nokta çalışkanlığım ve azmim. O yüzden utandırmayacağıma eminim. Ama ikinci bir Leyla Gencer olabilmek imkânsız. Tabii ki onun ışığıyla açtığı yolda ilerliyoruz ama o kadar özel bir kişilik ki... Leyla Gencer olmak başka bir şey. O diğer divalardan çok farklı... Kendi adını taşıyan bir tekniği var. Sahnede seyirciyle inanılmaz bir etkileşimi vardı. Kalbini çıkarıp seyircinin avucuna koyarcasına ağlatıyordu. Repertuvarı diğer bütün divalardan daha zengin. Jüri başkanı Pier Luigi Pizzi 'Müziği bize o öğretti,' dedi. Düşünün bir de onca imkânsızlığın içinde, ulaşım aracının olmadığı yıllarda...'' Birincilik genç sopranoya yurtdışına açılma şansı da getirdi. Eylül sonunda La Scala'da sahneye çıkma imkânı olan Boran: "Biz bu işi her şeyden önce beğenilmek, alkışlanmak ve onanmak için yapıyoruz. Birinci seçilince kendime güvenim arttı. Öyle güçlü bir jürinin benim için 'Doğru yoldasın, daha iyi sahnelerde söylemeye layıksın,' demesi çok önemli... Benden hep beklenilmeyen anlarda başardım ve bundan gurur duyuyorum. Bu benim savaşımdı, bu savaşı kazandım. La Scala, Metropolitan ya da Covent Garden'da söylemeyi çok istiyorum. Artık çok hazırım. Ama Leyla Gencer gibi 'Ya Scala'da söylerim ya da ölürüm,' demiyorum. Benim için işini en iyi şekilde yapmak önemli. Hazır olduğunuz anda söylemek de...'' İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçılarından olan Boran'ı bu sezon Sihirli Flüt, Carmina Bruna, Midas'ın Kulakları ve Orfeo ve Euridice'de izleyeceğiz.
Yayın tarihi: 4 Ekim 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/04/ct/haber,0191ACBEFD084C0B89C7AA22095DBE1F.html
Tüm hakları saklıdır.