Genç adam, 80'ine merdiven dayayan babasını ziyarete gelmiştir. Pencerenin pervazına bir karga konar. Baba oğluna sorar:
"Bu ne?" Oğlu şaşırarak cevap verir:
"Karga" Aradan kısa bir süre geçer, baba kargayı göstererek gene sorar:
"Bu ne oğlum" -
Baba o bir karga. 5-10 dakika sonra, oğlan, gene
"Bu ne?" diye soran babasına, biraz öfkeli bir cevap verir:
"O bir karga baba, üçtür soruyorsun, yoksa beni işitmiyor musun?" Baba aldırmaz. gene soruyu tekrarlar. Bu defa oğlu iyice sesini yükseltmiştir.
"Sabrımı taşırıyorsun ama baba" der.
İşte tam o sırada, yaşlı adam yerinden kalkar, gülümseyerek yandaki odaya gider ve elinde bir hatıra defteriyle döner. Bir sayfayı açık vaziyette oğluna uzatarak okumasını ister:
"Bugün 3 yaşındaki minik yavrumla, salondaki sedirde otururken, yanı başımızdaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Oğlum tam 23 defa onun ne olduğunu sordu. 23 soruşunda da, sevgiyle kendisine sarılarak 'Karga'
cevabını verdim. Rahatsız olmak mı? Hayır! Onun aynı soruyu masumca tekrar edişi, aksine içimi sevgiyle doldurdu." Bugün anne ve babanızı sarılıp, öperken, size besledikleri karşılıksız sevginin bir benzerinin olmadığını düşünün.
İYİ BAYRAMLAR... (Hikayeyi gönderen Saim Güven'e teşekkürler)
Bugünkü Tüm Yazıları
Anne ve babanın hakkı ödenebilir mi?
Yayın tarihi: 30 Eylül 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/30//haber,A05A0DFCDB3342DBA0793DE9A2DA95FD.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.