Leyla Bilginel'i Kayra bebeği karnında taşıdığı günlerde tanımıştım. Bizim toplumumuz için henüz daha çok yeni, hatta tartışılmamış bir konuyu büyük bir cesaretle hayatımıza sokmuştu. Kendi tercihiyle Amerika'ya gitmiş, orada bir hastanede çocuğunun babasının kimin olacağına karar vermiş ve hamile kalmıştı. Çok cesurdu çok... Onunla uzun uzun konuşmuştuk. Neden böyle bir şeye karar verdiğini, gerekçelerini anlatmıştı. Haklıydı. Ben anlamıştım onu... Bütün yaşadıklarına rağmen, karnındaki bebekten aldığı güçle gözlerinin içi parlıyordu. Sonunda oğlunu kucağına aldı. Mutluydu... Önceki gün, televizyonda gözyaşlarıyla gördüm onu. Kendisi ve bebeği hakkında konuşan Zekeriya Beyaz'a meydan okuyordu. Beyaz Hoca'nın yaptığı tanımlamayı burada kullanmayacağım. Oturup başkalarının hayatı üzerinde ahkam kesmek ve o hayat içindeki kişileri birtakım sıfatlarla tanımlamak kimsenin haddine değil. Bu tartışmanın ertesinde Leyla ile konuştum. "Sen en zor günlerinde bile ağlamamıştın" dedim. Anne olduktan sonra değişmiş. "Artık her şeye ağlıyorum. Kayra bütün zırhlarımı deldi. Eskiden canım ne kadar yanarsa yansın, boğazım düğümlenir ama ağla- yamazdım. Şimdi ağlıyorum" dedi. Aslında anne olmaya karar verdikten sonra daha sert eleştiriler bekliyormuş ama çoğunluğun kendisini anlayabildiğini söyledi. Sonra kadınlardan gelen destekten söz etti: "Herkes bana 'Sende erkek yüreği var' diyor. Onların yüreklerini ortaya koyduğum için beni seviyorlar. Çünkü hepsi bir şekilde erkekler dünyasında yaralı. Benim bu tercihimi anlayabiliyorlar."
Bugünkü Tüm Yazıları
Bütün kadınlar erkeklerden yaralı!
Yayın tarihi: 26 Eylül 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/26/gny/haber,92FA98B2C32446EDB7B9D106E1751C73.html
Tüm hakları saklıdır.