Giriş Saati : 20.09.2008 15:36 Güncelleme : 20.09.2008 16:21
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Adalar ilçe kongresinde konuşma yaptı.
Kongremiz vesilesi ile İstanbulun bu güzel köşesinde sizlerin aranızda olmaktan memnunum.
Buradan Büyükadayı Heybeli adayı Burgaz adasını Kınalıadayı özellikle selamlıyorum.
Muhteşem İstanbul'un en güzel köşelerini her zaman çok sevdim. İstanbul belediye başkanlığım döneminde, adalara uğramayı aklına getirmeyenler bizimle adalara uğramayı akıllarına getirdi. Adalara biliyorsunuz, Türkiye denizcilik işletmeleri şehir hatları vapurları nasıl uğrardı; ama bizim İDO'yla başlattığımız seferlerle adalar hareketlendi.
Adalar su ihtiyacını denizden taşıyarak çözerdi; ama bizimle denizaltından suyu bağladık ve artık acaba kışın su gelir mi gelmez mi sular kesilir mi endişesini ortadan kaldırdık.
Şunu söylemem gerekir benim partim burada birinci parti değil ama benim için aslolan partimin sırası değildir, burada yaşayan insanlara hizmet götürmek benim görevim.
Peki şu anda böyle hesabımız var mı; asla. Belediye Başkanına teşekkür ediyorum. Çünkü doğalgaz da buranın ihtiyacıydı ve adalara geldi. Efendim burada kışın yaşayan yok, e doğalgaz sadece kışın gerekli değil ki. Çağdaş olmanın modern olmanın gereği bu.
Atık su arıtma tesisleri benim dönemimde başladı Kadir Beyle doruk noktasına çıktı. Balık uğramıordu buraya, ama şimdi ne duruma geldi.
Bizim derdimiz insana hizmet. İnsanı yücelt ki devlet yücelsin demiş büyüklerimiz. Ve herhangi bir ayrıma gitmeksizin bunu yapmalıyız. Adalar sadece sanatçılar ressamlar için değil benim için de ilham kaynağı. Bir arada yaşama iradesinin en güzel adresi adalar. Ortodoks, Katolik bir arada yaşamanın en güzel adresi.
Adalaradan her biri İstanbul'un içinde birer İstanbul'dur. İstanbul ruhunu ve eşsiz güzelliklerini toplu görmek isterseniz burada göreceksiniz. Adalar, huzur dostluk barış ve sükunet demektir. Adalardaki birlik ve beraberlik toplumsal barışa güzel bir örnektir.
Türkiye son 6 yıl içinde önemli bir kavşağı büyük kazanımlarla geçti. Bu zaman zarfında Türkiye sadece kara bulutları dağıtmadı; aynı zamanda kalkınma mücadelesinden alnının akıyla çıktı. Bugün tüm küresel çalkantılara rağmen gelişmesini sürdüren bir ülke.
3 Kasım 2002'de milletimiz tarihi bir karar verip değişimin önünü açmasaydı ne olurdu bunu düşünmek istemiyoruz. O Türkiye, memuruna maaşı bile tedarik edemeyip deprem paralarına göz diken bir yönetim anlayışının elinde kalmıştı. O Türkiye bakanlar kurulunun bile toplanamadığı bir ülke haline gelmişti. Uyumsuz koalisyonlarla adım adım felakete sürükleniyordu.
Sevgili adalılar, içinizde geçmişi çok iyi bilen büyüklerim var. Türkiye'nin çok partili siyasi dönemlerine baktığımızda şunu görüyoruz Türkiye'de 16 ayda bir iktidar değişmiştir; böyle bir ülkede istikrar ve kalkınma olur mu; olmaz.
Ama dönemimizde ik defa 4 buçuk yıl bir iktidar sürmüştür ve bunun iki sihirli kelimesi vardır bunlar da güven ve istikrardır. Eğer bu güven ve istikrar olmasaydı aynen bizden önceki gibi küresel sermaye başını döndürüp bile bakmazdı.
Türkiye'ye giren para 10 milyar dolardı; geçen yıl yıllık 22 milyar dolara geldik. Eğer malum kapatma olayı olmamamış olsaydı bu iki sihirli kelime gölgelenmeyecekti. Ama bu bir gölge ve maalesef bu yüzden küresel sermaye girişinde sıkıntı yaşadık ama yine de 15 milyar doları yakalayacağız bunun için çalışıyoruz. Bunları söyleme diyorlar. Neden söylemeyeyim. Çünkü bizi anti laik bir ortamın savunucusu olarak tanıtmalarını kabullenemeyiz. Zira biz demokratik laik sosyal bir hukuk devletinin güvencesi olan bir AK partiyiz. Geldiğimizden beri bu mücadeleyi onurlu bir şekilde verdik. Bunu şahıs olarak ve bütün üyelerimiz olarak kabul edemeyiz.
Eğer milletimiz bu gidişe dur demeseydi bugün belki iflas etmiş bir ülkenin acılarını yaşıyor olaracaktır. Milletimiz bıçağın kemiğe dayandığı bir noktada devreye girdi. Geriye kalanlar ise ortaya koydukları tavırla milletimizin kayıp yıllarını hafızasında saklı tutuyor.
Ana muhalefetin sayın Başbakan şunu yaparsan iyi olur dediğini duydunuz mu? Hiç duymadınız, çünkü onların muhalefet anlayışında beyaza siyah demek var; böyle olmaz; eğer kendini büyütmek ve halka sevdirmek istiyorsan şu şu yanlıştır de. Bunu yapmıyorsak bizi millete git şikayet et; ama böyle bir şey görmedik. Bundan sonra göreceğimizi de sanmıyorum.
Halkımızı küresel değişime hazırlayacağız. Büyükadaya yakışır bir şeyler yapacağız ama sen kalkıp benim menfaatlerim bunu gerektiriyor diyip diretirsen olmaz.
Yıkılmaya yüz tutmuş binalar var, belediye sahibini uyarır yap der eğer yapmıyorsa belediye yapar onu ona fatura eder eğer ödemiyorsa belediye bunu kamulaştırır, çünkü çevrenin de bizde payı var. Bir hanımefendi bize az önce faytonları kaldırın dedi; bir diğeri de sayın başbakanım aman kaldırmayın dedi.
Şimdi sayın vatandaşlar benim kanaatim ve belediye başkanının kanaati farklı. Adaların nostaljik tarihini geleceğe taşımalıyız, yani güncelleme yapmalıyız. Şimdi yeni temizleme araçları çıktı, bunlar kullanılırsa bu koku ortadan kalkar ama bu nostalji de yaşanır. Bana göre bunlar önemli. Bugün Amerika'nın ortasında faytonlar, parkın etrafında dört dönüyor. Bence arkadaşlarım da tarihe ve nostaljiye önem vereceklerdir, bu güzellikler devam etmeli. Ama adalı vatandaşlarımızı ve turistleri de o kokuya mahkum edemeyiz. Çok daha güzel günleri burada yaşayacağız.
Son altı yılın muhasebesini çok iyi yapacağız ve bu birlik beraberlik ve dayanışmanın en güzel örneğini adalardan tüm türkiyeye ve dünyaya vereceğiz. Ve Türkiye'nin rotasını krizlerden ve felaketlerden kurtarıp yeniden kalkınmaya geçireceğiz ve bu süreç devam edecek. Bu atılım tüm dünyanın dilinde, nereye gitsek liderler bu kadar kısa sürede buraya nasıl geldiğimizi soruyor. 3 Kasım 2002'de kişi bşına düşen milli gelir 3300 Dolardı, 2007 sonu itibarıyla 9333 yani 1'e 3. Bunun yanında 79 senede toplam gayri safi yurtiçi hasıla 36 milyar dolar ama bunun üzerine biz 94 milyar dolar ekledik. Gerçekler ortada.
BAŞBAKAN'DAN TÜP GEÇİT MÜJDESİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tüp geçit müjdesini verdi. Erdoğan yaptığı açıklamada;
Tüp geçitin ihalesi yapıldı, sahibi belli oldu açıklayacağız. Bir adım daha atacağız, kuzeyden üçüncü boğaz köprüsünü yapacağız. Hemen başladılar olmaz diye. Ama onlar birinciye de ikinciye de karşıydılar. Metrobüs yapıldı. Bakın Avcılar'dan Zincirlikuyu'ya geldi. Şimdi Anadolu Yakası'na geçecek, Sarıyer'e gideceğiz. İstanbul'un ulaşımına rahatlık getiren bir anlayış hedefimiz.