Var mısın Yok musun yarışmasından bugüne kadar pek çok "şöhret" çıktı. Kimi sabah programı sunucusu oldu (Evren), kimi halk mahkemelerinde jürilik yaptı (Kemal) Ama biri var ki, bana göre ekrandaki talihi çok daha açık. Yarışmanın "boncuk gözlü" güzeli Nursel Ergin'den söz ediyorum. Nursel'in acıklı hayat hikayesinin konu edildiği röportajını Milliyet Pazar'da okuduktan sonra aynı gün Show Ana Haber'de söyleşisini izledim. Nursel, Kasımpaşa'daki bir kimsesizler yurdunda büyümüş. Ama onu terk eden ailesine yine tüm sevecenliğiyle sesleniyordu. "Olsun, ne yapalım, en azından beni dünyaya getirdikleri, bana hayat verdikleri için teşekkür ediyorum onlara" diyordu. Eski yurdunun koridorlarını, odalarını yurt müdürü Oya Anne'si ile beraber gezerken, bir de anısını anlatıyordu: "Yuvada Oya Anne bir gün hastalanan bir çocukla çok ilgilendi. O kadar kıskandım ki, kıyafetlerimi çıkardım ve soğuk taşlara yattım. Ateşim çıksın da Oya Anne bir tek benimle ilgilensin diye..." Sevgiye bu denli muhtaç bir çocuktan, bu kadar sevecen bir genç kadın çıkması bence mucizenin diğer adı. Nursel'in ekranda müthiş bir ışığı, sıcacık bir gülümsemesi var. Bakışları anlamlı, mimikleri sempatik. Yani "yeni ekran yüzü" olmak için gerekenin fazlası var. Sanırım bu ışığı çok yakında yapımcılar da fark edecektir. Bu arada Nursel'in 22 Eylül günü yarışacağını da hatırlatayım. Bence o şimdiden kazandı. Para ödülü ise işin cilası olacak.
Yayın tarihi: 20 Eylül 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/20/gny/haber,2AD3D5A786FA436A9C0DBFEEF7563D8D.html
Tüm hakları saklıdır.