kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
12 Eylül 2008, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Muhalefete ya sabır çekiyoruz"

Giriş Saati : 12.09.2008 23:00
Güncelleme : 12.09.2008 23:12
Yeni Haber
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Ne yazık ki Türkiye'nin sevincine ortak olamayan bir muhalefet var. Ne yazık ki bu muhalefete bizler "ya sabır' çekiyoruz, çekmeye devam edeceğiz. Sürekli gerilim ve kavgadan beslenen, siyaseti çatışma alanına çekerek milletin birikimini çalıp çırpan bir politik gelenek var ülkemizde" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen iftar yemeğine katıldı. İftarın ardından bir konuşma yapan Erdoğan, CHP başta olmak üzere muhalefeti ve 3. boğaz köprüsüne karşı çıkanları sert bir dille eleştirdi.

"KEYİF ÇATMA HAKKI ONLARIN"

Hangi bedelleri ödediklerini, hangi haksızlıklara maruz kaldıklarını bu millet çok iyi bildiğini belirten Erdoğan, bu süreçte keyif çatmadıklarını, çatamadıklarını ve rehavete kapılmadıklarını söyledi. "Sağolsun zaten bırakmadılar da, o fırsatı vermediler de" diyen Erdoğan "Gitsem, zaten kameralar fotoğraf makineleri zaten sürekli çalışıyor. Sizin zaten böyle bir hakkınız yok. Hak onların. Aylarca onlar orada rehavet koltuklarında rahatlıkla yatabilirler, kalabilirler. Ama sen yapamazsın, kalamazsın. Senin böyle bir hakkın yok. Bizler "varsın olsun' dedik. "Olmasın' dedik. "Bu vatan bu millet sağolsun' dedik. "Her şey Türkiye için' dedik ve yola böyle devam ettik" dedi.

Türkiye'nin 2009'da yapılacak Uluslararası IMF toplantısına ev sahipliği yapacağını belirten bunun için Türkiye'nin en büyük kongre merkezinin inşa edildiğini anımsatan Erdoğan, "Ramazan davulu çalarak değil derin ve sessizden gittiklerini" söyledi.

"BUNLAR 1. KÖPRÜYE DE KARŞI ÇIKIYORLARDI"

Başbakan Erdoğan, İstanbul'un ulaşım sorununa da değinerek, Marmaray'ın 2010-2011'de bitirileceğini ifade etti. Marmaray ve raylı sistemle birlikte 3. boğaz köprüsünün de çalışmalarının yürütüldüğünü kaydeden Erdoğan, "Bazıları çıkıp televizyonda konuşuyor sağ olsunlar. Konuşuyor da, peki şu anda bu sıkıntıyı nasıl aşacağız? u noktada verebileceğin bir aklın var mı onu söyle. Yok. Söylediğin tek şey var. Üçüncü köprüye ihtiyaç yok. Ya bu kafa birinci köprüye de "ihtiyaç yok' diyordu. Bunlar "ikinci köprüye' de ihtiyaç yok diyordu. E bunlarla bir yere gidemezsiniz ki. Yapılacak bir şey var mı? Bir çözümün var mı? Onu söyle. Söyledikleri hiçbir şey yok ve olmaz da" dedi.

"GÜNEŞE ÇAMUR ATANLAR"

"Türkiye'nin zaaflarından beslenenler, demokrasinin kırılganlığından yararlanıp milletin emeğini, gücünü, alın terini hortumlayanların yıldızı bizimle barışmadı" diye konuşan Erdoğan şöyle dedi:

"Ama bu millet bizi hizmetlerimizden dolayı takdir etti. Siyaset üretemeyenler dedikodu üretiyor. Doğru haber üretemeyenler vicdanları yaralayacak iftiralar üretiyor. Ama güneşe çamur atanlar, bize kötülük yaparak bu ülkenin imkan ve kaynaklarını heba etmek isteyenler arzularına eremeyecekler" diye konuştu.

"BENİM DE ÖNCEKİ CUMHURBAŞKANIYLA ANLAŞAMADIĞIM KONULAR VARDI"

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin bölgesinde ve dünyadaki itibarının en yüksek seviyeye çıktığını söyleyerek, kimseyi ötelemediklerini ve masadan kaçmadıklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ermenistan'a yaptığı ziyaretten dolayı CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın eleştirilerine değinen Erdoğan şöyle konuştu:

"Cumhurbaşkanımız Erivan'a gidiyor, ana muhalefetin lideri çıkıyor diyor ki "git orda bir de soykırım heykeline, anıtına çelenk koy.' Ya bu ülkenin evladı olup da, bu ülkenin ana muhalefetinin başkanı olup da kendi Cumhurbaşkanına bu denli hakaret edecek seviyeye bir siyasetçi düşebilir mi? Ben de bundan önce Cumhurbaşkanımızla anlaşamadığım birçok konular vardı. Ama bir kez çıkıp da Cumhurbaşkanımızın aleyhinde bir ifade kullanmadım. Hele hele böyle bir milli meselede. Kullanamam, çünkü biz tepede tek görünmek zorundayız, bir görünmek zorundayız. Ama bu ne hazımsızlık. Anlamak mümkün değil. Böyle bir ana muhalefet anlayışı olur mu? İnanın dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde böyle bir ana muhalefet anlayışı göremezsiniz. Bu ancak ilkel toplumların siyaset anlayışı içerisinde olur. Bizde de bunun temsilcisi bellidir."

"ASIRLIK YARALARA DA NEŞTER ATIYORUZ"

Erdoğan, muhalefete yönelik eleştirilerini devam ettirerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ne yazık ki Türkiye'nin sevincine ortak olamayan bir muhalefet var. Ne yazık ki bu muhalefete bizler "ya sabır' çekiyoruz, çekmeye devam edeceğiz. Sürekli gerilim ve kavgadan beslenen, siyaseti çatışma alanına çekerek milletini birikimini çalıp çırpan bir politik gelenek var ülkemizde. Büyük zorlukları aştık, inşallah bu zorlukları da aşacağız. Bu itibarı kimse kendi kişisel çıkarları için gölgeleyemez. Kimse Türkiye'nin siyasi istikrar ve saygınlığına leke süremez. 30 yıllık 40 yıllık kör düğümleri çözdüğümüz gibi asırlık yaralara da şimdi da neşter atıyoruz."

"MAFYALAR ÇETELER DEŞİFRE OLUYOR"

İdeolojik kampların arkasındaki çıkar şebekelerinin "mafyasıyla, çeteleriyle deşifre olduğunu ve daha da olacağını kaydeden Başbakan Erdoğan, "Türkiye'nin gücünü kırarak kendi emellerini gerçekleştirmek isteyenlerin çirkin maskeleri artık toplumun tamamı tarafından görülecek duruma geldi. Türkiye'yi gerilim alanlarına çekmek isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Yeter ki el ele olalım, yeter ki birlik beraberlik içinde olalım. Sesleri çok çıkabilir, çok gürültü yapabilirler. Türkiye'nin mahallelerini karşı karşıya getirmek isteyebilirler. Türkiye'nin vicdanında ağır yaralar açmak isteyebilirler ama Türkiye artık manipülasyonla yolundan dönmeyecek, dezenformasyonla istikrardan vazgeçecek bir ülke değil" dedi.

ANKA