Giriş Saati : 10.09.2008 13:27 Güncelleme : 10.09.2008 15:59
Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye-Ermenistan ilişkilerindeki yeni süreç çerçevesinde bundan sonra hızlanan bir diyalog kurulacağını söyleyerek, yeni süreçten umutlu olduklarını çünkü Ermenistan yönetiminde çözüm odaklı bir duruş gözlemlediklerini söyledi. Babacan, NTV'de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ermenistan ziyareti ve Türkiye ile Ermenistan arasında başlayan son sürece ilişkin soruları yanıtladı.
Türkiye ile Ermenistan arasında bir süreden beri devam eden bir diplomasi trafiği bulunduğunu ve bu çerçevede görevlendirilen diplomatların muhataplarıyla temas halinde olduğunu hatırlatan Babacan, Kafkaslarda yaşanan son gelişmeler, milli maç nedeniyle yapılan davet ve bütün bu süreç bir araya konulduğunda Gül'ün ziyaretinin zamanlı ve önemli olduğunu kaydetti.
Babacan, Türkiye ile Ermenistan ikili ilişkilerindeki sorunların oldukça çok olduğunu hatırlatarak, 1915 olayları, iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin olmaması, Yukarı Karabağ sorunu, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki diğer sorunlar gibi pek çok sıkıntı bulunduğunu ifade etti. Karabağ sorununun sadece Azerbaycan değil Türkiye'nin de sorunu olduğunu söyleyen Babacan, Türkiye'nin Ermenistan sınırlarını kapatmasının Azerbaycan topraklarının işgaliyle başlayan bir gelişme olduğunu anımsattı.
Ermenistan ziyareti sırasında Dışişleri Bakanı Edward Nalbantyan ile bütün bunları detaylı şekilde konuştuklarını belirten Babacan, ayrıca Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerini de ele aldıklarını, bu açıdan da devam eden bir süreç bulunduğunu, iki ülkenin dışişleri bakanlarının bir araya geldiklerini, sorunların çözümü için bir arayış içinde olduklarını bildirdi. Babacan, Ermenistan-Azerbaycan ilişkilerindeki sorunların çözüm yoluna girmesinin Türkiye-Ermenistan ilişkilerine de olumlu etkiler yapacağını ifade ederek, birbirine paralel süreçlerden bahsedilebileceğini ve bu nedenle Nalbantyan'a üç ülkenin dışişleri bakanları olarak bir araya gelmeyi teklif ettiğini ve Ermeni tarafının da bunu kabul ettiğini belirtti.
Böyle bir üçlü görüşmenin, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov ile de görüştükten sonra BM Genel Kurulu toplantıları çerçevesinde New York'ta yapılabileceğini söyleyen Babacan, Kafkasların küçük bir bölge olduğunu ve bu nedenle sorunların birbirini etkilediğini, bu sorunları üçlü bir platformda konuşabilmenin çözümü kolaylaştıracağını kaydetti.
Son süreç çerçevesinde sınırın açılması veya diplomatik ilişkilerin kurulması gibi somut sonuçların alınıp alınmadığının ve Türkiye'nin öncelikli sorunlarının ne olduğunun sorulması üzerine Babacan, görüşmelerin sürdüğünü söyleyerek, Türkiye için Karabağ meselesi ve 1915 olayları gibi konuların açıklığa kavuşturulmasının çok önemli olduğunu, halihazırda ortak komisyon önerisinin masada olduğunu, Ermenistan'a "arşivleri siz de açın" dediklerini hatırlattı.
Sarkisyan'ın seçimlerden hemen sonra bu öneriye sıcak baktığı yönünde bazı açıklamalar yaptığını anımsatan Babacan, "Artık bu konuda belli bir eşiği aşmış gibi görünüyor" dedi. Babacan, süreç çerçevesinde kesik olan ilişkilerin tekrar tesisi için bazı çalışmalar yapmak ve belki komiteler kurmak gerekeceğini söyleyerek, "Ermenistan-Türkiye ilişkilerini sadece ikili düzeyde çözmek zor olabilir" dedi. Azerbaycan'da 15 Ekimde yapılacak seçimlerden sonra süreçte bir hızlanma olmasını umduklarını belirten Babacan, Cumhurbaşkanı Gül'ün Bakü ziyaretinin biraz da Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerini de resmin içine koymakla ilgili olduğunu kaydetti. Babacan, bu nedenle Gül'ün Bakü'de nabız yoklayarak, Azeri tarafının görüşlerini alacağını bildirdi.
Babacan, soru üzerine, üç ülkenin cumhurbaşkanlarının buluşmasının şu anda gündemde olmadığını söyleyerek, "Ama uygun bir ortam oluşursa neden olmasın" dedi ve ancak bunun sadece Türkiye'nin değil diğer iki ülkenin de kararıyla mümkün olabileceğini bildirdi.
Ermenistan'ın Türkiye'den toprak talebine ilişkin soru üzerine Babacan, şunları kaydetti:
"Bir süredir sürdürülen diplomasi trafiği ve Gül'ün ziyareti sırasında Sarkisyan ve Nalbantyan'dan aldığımız intiba, şu anda Ermenistan'da çözüm için güçlü bir irade olduğu yönünde. Bizim hassasiyetlerimizi gayet iyi anladıklarını düşünüyorum. Biz de onlarınkini iyi anlıyoruz." ERMENİ DİASPORASI
Bakan Babacan, Ermeni diasporası konusunda da Ermeni halkının dışa kapalı oluşlarının sıkıntılarını çektiklerini hatırlatarak, şunları söyledi:
"Bir yandan bu sıkıntıları çeken orada yaşayan bir halk var, bir de tuzu kuru diye ifade ettiğimiz, Avrupa'da, ABD'de kendi işini kurmuş, rahat bir ortamda yaşayan bir diaspora var. Bu iki grubun gündemleri farklı ve dolayısıyla komşumuz olan Ermenistan ile ilişkileri daha iyi nasıl götürebiliriz, halkın güven ve huzuru nasıl sağlanabilir, Ermeni hükümetinin buna odaklanması gerekir. Şu andaki hava mevcut Ermeni hükümetinde bu havayı yansıtıyor."
Babacan, Ermeni halkının derdiyle dertlenen ve buna göre politika oluşturan bir hükümete karşılık diasporanın tamamen bir vurdumduymazlık içinde bundan 100 sene önce olduğu iddia edilen bir konuya saplanıp kaldığını söyleyerek, "Bu ikisi arasına fark koymakta yarar var" dedi. Yukarı Karabağ sorununun çözümü konusunda kısa vadede bir gelişme olup olamayacağının sorulması üzerine Babacan, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Minsk sürecine ilişkin bilgi vererek, Azerbaycan seçimlerinden sonra hızlanmasını umduğu bu sürece Türkiye'nin de elinden gelen katkıyı sunmaya hazır olduğunu çünkü Türkiye-Ermenistan sorunlarının Ermenistan-Azerbaycan sorunlarından bağımsız olmadığını kaydetti.
Babacan, Ermeni tarafından sembolik de olsa bir jest talep edip etmediğinin sorulmasına karşılık Babacan, Ermenistan'ı bu ziyaret sırasında Azerbaycan ile olan sorunlarını kendileriyle açık bir şekilde konuşma konusunda istekli gördüklerini belirtti. Babacan, bunun üzerine üçlü toplantı önerisini yaptığını ve hemen de kabul gördüğünü söyleyerek, Azerbaycan dışişleri bakanı ile de bugünlerde bu konuyu görüşeceğini bildirdi.
Türkiye-Ermenistan ilişkilerindeki bu son süreç için bir yol haritası bulunup bulunmadığının sorulması üzerine de Babacan, Erivan'daki görüşmelerde hızlandırma kararı aldıklarını, Dışişleri Bakanlığı müsteşarlarına bu yönde talimat verildiğini ifade ederek, "Bundan sonra hem diplomatik hem siyasi düzeydeki diyaloğun daha sıklaştığını göreceksiniz, öyle bir süreçteyiz" diye konuştu.
Babacan, çözümü için ilk adım atılacak sorunun ne oldu sorusuna karşılık, bütün sorunları masaya yatırıp bir bütün halinde bakmadan hangi adım ne zaman atılır, tek başına söylemesinin doğru olmadığını bildirdi. Babacan, Ermeni tarafıyla konuşmanın ve Azeri-Ermeni sorunlarının çözüm takviminin nasıl şekilleneceğinin önemli olduğunu belirterek, bu konuların tümüyle mutabakata varıldıktan sonra açıklanmasının uygun olacağını çünkü şu anda işin ortasında olunduğunu kaydetti.
"Umutlu olmak için çok sayıda sebep var. En önemlisi de siyasi irade, Ermeni tarafında çözüm odaklı bir duruş hissettik" diyen Babacan, yeni Ermeni yönetiminin konulara daha gerçekçi ve eski klişelerden kurtulmuş biçimde, geniş açıdan baktığını bildirdi.
Babacan, ziyarete dış dünyanın tepkisinin olumlu olduğunu söyleyerek, ziyaretin Avrupa, ABD ve Rusya'da çok olumlu yankılar uyandırdığını çünkü bölgede istikrar, barış ve huzur için atılmış önemli bir adım olarak görüldüğünü belirtti. Babacan, Fransa'da Avignon'daki toplantıda Türkiye'nin dış politikasını anlatmasının ardından Ermenistan ziyaretine katılmak için toplantıdan ayrılırken bütün AB'li bakanların kendisini alkışlayarak uğurladığını da anlattı.
Son sürecin ABD ve diğer ülkelerde parlamentolara gelen Ermeni iddiaları üzerinde nasıl bir etkisi olacağının sorulmasına karşılık Babacan, şunları kaydetti:
"Henüz o konuda umutlu olmak için biraz erken diye düşünüyorum. Önce bu temasların nasıl gideceği çok önemli. Biraz daha beklemek lazım, ancak hızlı bir ilerleme kaydedebilir ve bunu 3-5 ay içinde iyi bir noktaya getirebilirsek üçüncü ülkelerde artık parlamentolara bu meseleyi götürmek ve çaba göstermek bir bakıma gereksiz olacak. Ermenistan ile aramızdaki sorunların çözümünden sonra üçüncü ülkelere (size ne) deme imkanımız hem Ermenistan hem bizim için olacaktır. Ama henüz bunları konuşmak için erken." AA