| 6 Eylül 2008, Cumartesi |
Rudolf Van Nunen, hayatını yemek yapmaya adamış.
İLİŞKİLİ HABERLER
Yemek yapmayı hep sevdim, sevmeye de devam edeceğim
Giriş Saati : 17.07.2008 22:17
Güncelleme : 18.07.2008 21:23
Güncelleme : 18.07.2008 21:23
Dergide Çırağan Palace Kempinski'nin baş aşçısı Rudolf Van Nunen ile yapılan bir söyleşi de yer alıyor....
- Aşçı olmaya ne zaman karar verdiniz?
- İnanın ya da inanmayın ama sekiz yaşımda karar verdim. Evimizin köşesinde bir fırın vardı. Ben de okula giderken bisikletimle bu fırının önünden geçerdim. Oradan gelen kokular inanılmazdı, her sabah içime çekerdim. Orada duyduğum koku, hayatımın geri kalanını etkiledi. 1970 yılında Culinary Art School'a başladım. Bazıları kısa sürede asıl istediklerinin yemek pişirmek olmadığını keşfederler. Ama bu asla benim başıma gelmedi. Yemek pişirmeyi hep sevdim ve hep seveceğim.
- Nuval mutfak akımı (Yeni mutfak akımı) şefi olarak nitelendiriliyorsunuz. Nuval mutfak akımı ne demek, açıklar mısınız?
- Yeni bir akım. Ve bu akımda önemli olan şeyler: Besleyici gıdalar, tat, stil, etki ve dinamizm. Besleyici ve sağlıklı gıdalar bu mutfak akımının değer taşları.
- Kolayca yeni tarifler yaratabiliyorsunuz. Nereden ilham alıyorsunuz?
- Benim ilhamım iyi gıdalar görmekten, organik sebze ve meyveleri koklamaktan, taze balıktan, ormana gidip mantar toplamaktan, organik ürünler satan marketlere gitmekten, balığa çıkmaktan, otelin ot bahçesiyle ilgilenmekten, seyahat etmekten, dünyanın farklı yerlerinde çalışmaktan, farklı kültürlere ait restoranlarda yemek yemekten, gastronomi fuarlarına katılmaktan, peynir, şarap ve zeytinyağı çiftliklerini ziyaret etmekten, kitap okumaktan geliyor. Birçok şeyden ilham alabiliyorum.
- Çırağan Palace Kempinski'de en sevdiniz yemek nedir?
- Yemeyi en sevdiğim ve hazırlamayı en sevdiğim yemekler farklılık gösteriyor. Yine de sizin için bunları üçe indirgeyebilirim. Bunlar: Wasabi kremalı çikolata zarfı, truffle, zencefilli ekmek, mango ve kaz ciğeri ile hazırlanan Sultan'ın Altın Keki ve 25 yıllık balsamik sirkesi ile hazırlanan gül tatlısı.
- Bugüne kadar birçok ülkeye gittiniz. Türk mutfağı tüm bu gezip gördüğünüz kültürler arasında nerede?
- Türk mutfağı dışında, ona benzer tarafları olan mutfaklar içinde Fransa, Almanya, Hollanda, İngiliz ve Endonezya mutfaklarını sayabilirim. Türk mutfağında lezzetli sebzeler, balık, yabani otlar, tahıl, fasulye ve tabii ki baharat çeşitleri ağırlıklı olarak kullanılıyor. Türkiye binlerce yıllık geçmişe sahip bir ülke. Buradaki şeflerin en büyük avantajı, jenerasyondan jenerasyona geçen zengin yemek pişirme kültürü. Umarım benim öğrendiklerim ve benden sonraki nesillere vereceklerim de takdir edilir.
- Aşçı olmaya ne zaman karar verdiniz?
- İnanın ya da inanmayın ama sekiz yaşımda karar verdim. Evimizin köşesinde bir fırın vardı. Ben de okula giderken bisikletimle bu fırının önünden geçerdim. Oradan gelen kokular inanılmazdı, her sabah içime çekerdim. Orada duyduğum koku, hayatımın geri kalanını etkiledi. 1970 yılında Culinary Art School'a başladım. Bazıları kısa sürede asıl istediklerinin yemek pişirmek olmadığını keşfederler. Ama bu asla benim başıma gelmedi. Yemek pişirmeyi hep sevdim ve hep seveceğim.
- Nuval mutfak akımı (Yeni mutfak akımı) şefi olarak nitelendiriliyorsunuz. Nuval mutfak akımı ne demek, açıklar mısınız?
- Yeni bir akım. Ve bu akımda önemli olan şeyler: Besleyici gıdalar, tat, stil, etki ve dinamizm. Besleyici ve sağlıklı gıdalar bu mutfak akımının değer taşları.
- Kolayca yeni tarifler yaratabiliyorsunuz. Nereden ilham alıyorsunuz?
- Benim ilhamım iyi gıdalar görmekten, organik sebze ve meyveleri koklamaktan, taze balıktan, ormana gidip mantar toplamaktan, organik ürünler satan marketlere gitmekten, balığa çıkmaktan, otelin ot bahçesiyle ilgilenmekten, seyahat etmekten, dünyanın farklı yerlerinde çalışmaktan, farklı kültürlere ait restoranlarda yemek yemekten, gastronomi fuarlarına katılmaktan, peynir, şarap ve zeytinyağı çiftliklerini ziyaret etmekten, kitap okumaktan geliyor. Birçok şeyden ilham alabiliyorum.
- Çırağan Palace Kempinski'de en sevdiniz yemek nedir?
- Yemeyi en sevdiğim ve hazırlamayı en sevdiğim yemekler farklılık gösteriyor. Yine de sizin için bunları üçe indirgeyebilirim. Bunlar: Wasabi kremalı çikolata zarfı, truffle, zencefilli ekmek, mango ve kaz ciğeri ile hazırlanan Sultan'ın Altın Keki ve 25 yıllık balsamik sirkesi ile hazırlanan gül tatlısı.
- Bugüne kadar birçok ülkeye gittiniz. Türk mutfağı tüm bu gezip gördüğünüz kültürler arasında nerede?
- Türk mutfağı dışında, ona benzer tarafları olan mutfaklar içinde Fransa, Almanya, Hollanda, İngiliz ve Endonezya mutfaklarını sayabilirim. Türk mutfağında lezzetli sebzeler, balık, yabani otlar, tahıl, fasulye ve tabii ki baharat çeşitleri ağırlıklı olarak kullanılıyor. Türkiye binlerce yıllık geçmişe sahip bir ülke. Buradaki şeflerin en büyük avantajı, jenerasyondan jenerasyona geçen zengin yemek pişirme kültürü. Umarım benim öğrendiklerim ve benden sonraki nesillere vereceklerim de takdir edilir.
İLİŞKİLİ HABERLER
Yayın tarihi: 6 Eylül 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/06/ct/haber,C4B5FEDE66CF47BAAE48237E758612AF.html
Tüm hakları saklıdır.
Gurme Haberleri
Son Dakika | Ana Sayfa | Yazarlar | Çizerler | Günün İçinden | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Dosyalar | Günaydın | Televizyon | Astroloji | Sağlık | Magazin | Teknoloji | Otomobil | Turizm Rehberi | Emlak | İşte İnsan | Sabah Çocuk | Mobil Eğlence | Detaylı Arama | Cuma | Cumartesi | Pazar | Kültür-Sanat | EGazete | Gazete Reklam | Internet Reklam | Künye | Bize Ulaşın
 |
Copyright © -2008 Tüm hakları saklıdır. TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. | 
|