Helal olsun Pakize Suda'ya... Günlerdir kaç yazar
Masumiyet Müzesi'ni nasıl çabucak okuduklarını anlatırken, yalnızca o, daha ikinci cümlede beliren Türkçe düşüklüğüne değinmiş. Sağolsun, Pamuk kitabını bana da yollamış, açıp baktım. Cümle şöyle: "Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi?" Bu elbette yanlış. Eğer özneler farklıysa, bağlanmış iki cümlede de aynı zaman kipini kullanamazsınız. Doğrusu şöyle olmalıydı: "Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir miydim, her şey de bambaşka gelişebilir miydi?" Bu kadar basit.
Orhan Pamuk'un dilindeki kusurlar yeni bir şey değil, daha önce de saptanmış ve (yanılmıyorsam özellikle Tahsin Yücel tarafından) yazılmıştı. Ama tüm bunlar, Pamuk'u hor görmeye yeter mi? Diyelim ki ben böyle yanlışlar yapmıyorum, Pamuk'tan (estağfurullah!) daha iyi bir yazar mıyım? Ya da bu gibi yanlışlar tüm bir Pamuk romancılığını karalamaya yeter mi? Dil, yazarın temel malzemesi olabilir ama aynı ölçüde başka şeyler de önemlidir: Dünya görüşü, hayal gücü, karakter yaratma yeteneği, fantezi zenginliği, vs. Bu yanlışlar çevirilerde yok oluyor ama Türk okuru için gülün dikenleri gibi kalıyor ve okuma zevkini bozuyor. Temel çözüm, bunları yok edecek ciddi bir editör çalışması olabilirdi. Ama olamamış. Belki ileride!..
Yayın tarihi: 5 Eylül 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/05/cm/haber,A3C86035819043D3AD592F8C9C404AFF.html
Tüm hakları saklıdır.