Soldan sağa: Stephanie Seymour, Christy Turlington, Linda Evangelista, Claudia Schiffer, Cindy Crawford ve Naomi Campbell.
Geri döndüler!
Moda dünyası yerlerine geçecek daha havalı, daha dikkat çekici, daha seksi kadınlar bulamadığı için 1990'ların 'süper modelleri' geri döndü. Hem de eskisinden daha güçlü, eskisinden daha havalı olarak!..
İlk kez 1991 yılında Gianni Versace'nin defilesinde bir arada podyuma çıktıklarında 'süper model' unvanına kavuşan dört kadın ve gruba eklenen ikisi daha. Onlar 2000'lerde moda dünyası tarafından lanetlenen dolgun göğüslere, upuzun bacaklara, yuvarlak kalçalara yani kıyafetin bile önüne geçen güzellikte fiziklere sahipler! Kim olduklarını biliyorsunuz: Cindy Crawford, Christy Turlington, Naomi Campbell, Linda Evangelista, Claudia Schiffer ve Stephanie Seymour. Biz tam Gemma Ward'la başlayan ve tüm podyumu istila eden 'uzaylı' modellerle idare etmeye alışmış, bir deri bir kemik kalmış 'gariban' köylü kızlarını güzel bulmaya çalışırken tanırıçalar geri döndü. Hem de fazlasıyla saygı görerek, alkış alarak, tüm kampanyalar arasında en kaymaklılarını kaparak! İlk adımı Chanel reklamları için Karl Lagerfeld attı. Ucuz açılışlarda boy göstermeye başlayan, neredeyse davet edildiği hatta edilmediği her 'kırmızı halı' olayına çaresizce katılıp yüzünü unutturmamaya çalışan 38 yaşındaki Alman model Claudia Schiffer'ı memleketlisi Lagerfeld, başında olduğu Chanel'in ara sezon (Cruise) reklam kampanyasında kullandı. Tahmin edersiniz ki düşene bir tekme daha atılan bu zalim ortamda Lagerfeld'in amacı Schiffer'a yardım değildi. Bir süredir fotoğrafçılığa merak saran fakat bu konuda modada olduğu kadar başarı gösteremeyeceği aşikâr Lagerfeld, Chanel'in reklam kampanyalarını çekebilmek için mükemmel fotoğraf kareleri yerine mükemmel bir yüz (ve tabii beden) arıyordu ve bu kişinin podyumu istila eden Doğu Avrupalı cılız mankenlerden biri olamayacağı kesindi. Lagerfeld ile Schiffer'ın ardından gözler tekrar bu dünyalar güzeli 'orta yaşlı' kadınlara çevrildi.
KAPAĞI KAPTIRDILAR
Pop dergisi hiç yapmadığını yaptı ve tam bir sayısını Stephanie Seymour'a ayırdı. Dergi için Seymour'un fotoğraflarını çeken Mert Alaş ve Marcus Piggott ikilisi bile bu harika iş için kendilerine paye çıkarmak yerine "Seymour'un tanrıçavari güzelliğini kim olsa iyi fotoğraflardı," açıklamasını yaptı. Son olarak Naomi Campbell, Roberto Cavalli'nin defilesinde Cavalli ile birlikte yürüdüğünde ise 'süpermodel'lerin emin adımlarla moda dünyasına geri dönecekleri kesinleşmişti. Bir dönem bu endüstriyi dikte yönetimi altında tutan, istedikleri fotoğrafçıyla çalışıp, istemediklerini kapı dışarı eden (Mario Testino'yu Linda Evangelista ünlü etmiş ve bunu, burnu büyük fotoğrafçı bile doğrulamış), modacıları eleştirme cüretini gösteren (Naomi Campbell, Yves Saint Laurent'in kampanyası için kullandığı ruju eleştirmiş, Yves de onun sözünü dinlemiş), ajanslarına kan kusturan (Gösteriye 10 dakika kala iş iptal ettikleri olurmuş) ama yine de kimsenin vazgeçemediği süpermodellerin tahtına kimse oturamayınca bu sezon Prada'dan Salvatore Ferragamo'ya, Chanel'den Escada ve Yves Saint Laurent'e kadar neredeyse tüm modaevleri reklam kampanyalarında yine onları kullandı. Albenilerinden hiçbir şey kaybetmeyen bu altı kadın Vanity Fair'in ağustos sayısında bir araya gelip Mario Testino'nun objektifine süper 'profesyonel' pozlar bile verdi. Kapağı, eski meslektaşları yeni Fransa first lady'si Carla Bruni'ye kaptırsalar da bu sefer orada olmalarının nedeni ne üzerlerindeki kıyafetler ne de bir reklam kampanyasıydı. Bulundukları yere nasıl geldikleri ve neden onların koltuğunu kimsenin dolduramayacağını anlatan modeller, damdan düşer gibi moda dünyasına geri dönmelerine şaşırmamış. Kendinden emin hallerinden hiçbir şey kaybetmeyen süpermodeller "Bekleyin daha hiçbir şey görmediniz," diyor. Dört gözle bekliyoruz.
Yayın tarihi: 24 Ağustos 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/24/pz/haber,A6B7C8A49251499CB1D6633CC5056154.html
Tüm hakları saklıdır.