Acı çekmesin' diye bayıltıldı peki ayılınca ne oldu?

Türkiye'deki hayvan hakları ihlallerine bir yenisi daha eklendi. Barınaklarda, sokaklarda sürekli kötü muamele gören kimsesiz hayvanlara şimdi de film setlerinde işkence yapılıyor. Ne de olsa onların dili yok ve itiraz edemiyorlar. Onlar o kadar savunmasız ki, bir film sahnesi için bile hiçbir önlem alınmadan darbelere maruz kalabiliyorlar. İşte yapımcı-yönetmen Gani Şavata, Saddam'ın Askerleri adlı filminde, bir atı bir kamyonetin arkasına bağlayarak yerde sürüklemekten çekinmiyor. Geçtiğimiz hafta bu filmdeki atın, çekimler sırasındaki işkenceye dayanamayarak öldüğüne yönelik haberler basında yer alınca hayvanseverler ayağa kalktı. Hayvan hakları savunucusu Prof. Dr. Orhan Kural, filmin Malatya'daki çekimleri sırasında hayvan haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle filmin yönetmeni Gani Şavata hakkında İstanbul Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Kural, filmde atın iple bir kamyonun arkasına bağlanarak sürüklenmesi sonucu öldüğünü iddia ederken, Gani Şavata yaptığı açıklamalarda atın yaşadığını ve zarar görmediğini, çünkü çekimler sırasında bayıltıldığını söylüyor. Atın ölüp ölmediği henüz tam olarak kesinlik kazanmış değil. Ancak ortada bir gerçek var ki, o da atın acı çektiği. Filmin başrol oyuncularından Yalçın Dümer atın çekimler sırasında acı çektiğine şahit olmuş ve "Atın o haline bakamadım," diyor ve ekliyor: "Atın ölüp ölmediğini bilmiyorum. Ancak o sahne çekilirken oradaydım. Kamyonetin arkasına atla birlikte bağlanıp sürüklenen oyuncu arkadaşın (o da setin kuaförüydü) altına platform konuldu. Bu çok kullanılan bir film hilesidir. Ancak at için kullanılmadı. Hayvana yapılanlar insanlık dışıydı. Çekimden önce acı çekmesini önlemek için iğne yaptılar. Hayvan belki o sırada acı çekmedi ama gerçekten ağır darbeler aldı. İğnenin etkisi geçince nasıl bir acı çekmiştir siz düşünün. Set ekibi olarak hepimiz at için çok üzüldük. Hatta defalarca uyardık ama dinlemediler." Çekim sırasında oyuncunun altına zarar gelmesin diye bir platform koyulurken atın altına hiçbir koruyucu yerleştirilmemesi akıl alır gibi değil. Oysa günümüz teknolojisiyle taşın toprağın üzerinde sürüklenen atın zarar görmesini önlemek için bayıltmanın ötesinde daha basit ve etkin bir önlem alınabilirdi herhalde. Filmde işlenen bir diğer suç da 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'na aykırı davranılması. Film çekiminde hayvanların kullanıldığı sahnelerde o bölgenin İl Tarım Müdürlüğü'nden yetkili bir veterinerin gözetmen olarak bulunup rapor tutması gerekirken, Prof. Dr. Orhan Kural bu çekimlerde atı kullanmak için herhangi bir izin alınmadığını söylüyor: "Filmin çekildiği Hekimhan İlçesi Tarım İlçe Müdürü Ahmet Turan Karaca'nın bu konudan haberi yok. Ayrıca ilçedeki iki özel veteriner hekim Kaya Ünsalan ve Turan Çetinkaya'nın da bu olayla ilgili bilgisi yok. Oysa bir filmde hayvanlar kullanılacaksa yasa gereği veteriner kontrolünde yapılması gerekir. Bu anlamda da Gani Şavata bir suç işlemiştir."

ÖZAY YALAN SÖYLEDİ
Filmin başrol oyuncuların Tuğba Özay ise ilk başta Prof. Dr. Orhan Kural'a atın çok iyi olduğunu, çekimlerde de hiç zarar görmediğini söylemiş: "Tuğba Özay'la yaptığım görüşmede kendisi bana ne kadar hayvansever olduğundan söz etti ve 'Böyle bir şey olsa ben seti terk ederdim. Ben oradaydım, ata işkence yapılmadı,' dedi." Ancak Kural daha sonra settekilerle yaptığı görüşmelerin ardından Tuğba Özay'ın o sahnenin çekimlerinde bulunmadığını öğrenmiş ve sanki oradaymış gibi ifade vermesine çok sinirlenmiş. Prof. Kural, Tuğba Özay'ın da yanlış beyanat vermekten dolayı hakkında suç duyurusunda bulunmayı düşünüyor. Suç duyurusunu birçok resmi merciinin yanı sıra sinema dünyasındaki kuruluşlara da ilettiğini söyleyen Kural, Gani Şavata'nın Mustafa Altıoklar tarafından Yönetmenler Derneği'nden çıkarıldığını belirtiyor: "Ayrıca yüksek sinema kuruluna da bildirdim. Filmin yasaklanması ya da 18 yaşından küçüklere izletilmemesi için elimden geleni yapacağım."