Ergenekon iddianamesindeki telefon konuşmaları kayıtlarını okurken, bu konuşmaların çoğunun cep telefonlarından yapıldığını görüyorsunuz. Anlaşılan o ki, Cem Yılmaz'ın
"Ev telefonu kullanın" içerikli reklam uyarıları, Ergenekon zanlılarını pek etkilememiş.
Bu cep telefonlarının hayatımızı nasıl değiştirdiğinin farkında mıyız acaba?
Tabii bir de uyumsuzluklar var bu arada.
Geçenlerde anlattılar.
Bir adam otobüsle Ankara'dan İstanbul'a giderken, yolda verilen mola sırasında tuvalete gitmiş. Tam işini yaparken yandaki kabinden bir kadın ona
"Merhaba" diye seslenmiş. Adam şaşkın, oturduğu yerden
"Merhaba" diye cevap vermiş.
Kadın konuşmaya devam etmiş.
- Nasılsın? - Adam
"İyiyim, sen nasılsın" demiş. Kadın
"Nereye gidiyorsun" diye sormuş. Adam
" İstanbul'a gidiyorum" demiş.
Bu cümlesi konuşmanın sonu olmuş.
Çünkü kadın
"Sevgilim telefonu kapatıyorum. Çünkü yandaki tuvalette bir geri zekalı var. Sana sorduğum sorulara o cevap veriyor. Ben seni daha sonra ararım" demiş.
Eski telli telefonlarda böyle şeyler olmazdı.
Darbe duyuruları Aziz Nesin eski askeri darbelerle telefon ilişkisini hikayelerine konu bile ederdi.
Eski darbelerde radyoevi ele geçirilince, hedefe ulaşılmış olurdu. Darbeciler radyodan gerekçelerini ve amaçlarını açıklar ve böylece rejim değişmiş olurdu.
Aziz Nesin'in hikayelerinden birinde darbeciler radyoevini ele geçirir. Fakat o sırada elektrikler kesildiği için, darbenin gerçekleştiği radyodan kamuoyuna duyurulamaz.
Bunun üzerine darbeciler telefonun başına geçip, rasgele numaralar çevirir ve karşılarına her çıkana
"Darbe yaptık" diye duyurular yaparlar. Bu sırada telefonlardan birine ülkenin Savunma Bakanı çıkar. Darbeci subay telefonda
"Darbe yaptık. Yönetime el koyuyoruz" deyince bakan heyecanlanır:
- Teşekkür ederiz. Biz de yönetimi kime devredeceğiz diye çaresizlik içinde çırpınıyorduk. Bu zor görevi üstlendiğiniz için size teşekkür ederiz, der.
Aziz Nesin yaşasaydı ve cep telefonlarını görebilseydi, post modern darbelerin SMS'lerle duyurulduğu bir hikaye de yazardı herhalde.
Bu cep telefonları ile tabii ki sadece Ergenekonuksal diyaloglar yapılmıyor.
Hele hayatınızda ilk kez bir cep telefonu sahibi olduysanız, ne konuşacağınızı bile bilemediğiniz oluyor.
Temel yaklaşımı Böyle bir Temel fıkrası vardır ya.
Temel eşi Fadime'ye bir cep telefonu hediye almış.
Fadime çantasında hiç kullanmadığı yeni cep telefonu ile çarşıya gitmiş. O sırada telefon çalmış. Fadime telefonu açıp kulağına götürmüş. Telefonda Temel,
- Alo, Fadime sen misin, diyormuş.
Bunu duyan Fadime şaşırmış,
- Da Temel, sen benim Migros'ta olduğumu nereden biliyorsun, diye bağırmış.
Bakarsınız bir gün gelir ve
Türkiye'de aralarında "darbe" gibi kavramların da bulunduğu pek çok olgu sadece mizahın konusu olur.
Hatta öyle günler gelebilir ki,
Türkiye'de istikrarın korunmasının neden dost ve müttefiklerin de işine geldiğini sorgulayanlar çıkmaz artık.
Temel'in gelinlik kızı babasına
"Evlilik nedir" diye sorunca
"Annene sor, o benden daha iyi bir evlilik yaptı" cevabını almış ya.
İşte öyle bir şey.
Yayın tarihi: 10 Ağustos 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/10//haber,25FD940DF4C74B2881CDB345B31ADA7E.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.