*
Bir Fazilet Partisi davasıyla AKP davasını karşılaştırdığınızda neler dikkatinizi çekiyor? İkisi de laikliğe aykırı eylemlerin odağı olmakla suçlanıyordu ama birbirinden çok farklılar hatta bambaşkalar. Dava laikliğe aykırı eylemlerin odağı olmaktan açılmışsa parti kapatılır. Nereden biliyoruz; yaşadıklarımızdan. Ama başından beri AKP'yi bir proje olarak görüyorum. Yanlış anlaşılmasın Amerika kurdurttu falan demiyorum.
Türkiye gibi bölgesinde önemli ve model bir ülkeyi dünya sistemine eklemleme projesidir. Bu proje sekteye uğratılacak ama dünya buna sessiz kalacak, böyle bir şey düşünülemezdi. O nedenle AKP davası daha önceki kapatma davalarından çok farklıydı. Özellikle Fazilet Partisi kararı çok komiktir. AKP'nin doğması için verilmiş bir karardır.
*
Nasıl? Fazilet Partisi'nin kapatılması için hiçbir sebep yoktu; iktidar partisi değildi, oyları yükselmiyor, aksine düşüyordu, tehlike de arz etmiyordu. Kararla sadece iki milletvekili yasaklandı, genel başkana bile siyasi yasak getirilmedi. AKP'nin kurulabilmesi için Fazilet'in kapatılması gerekiyordu, çünkü başka türlü kurulamıyordu.
*
Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'la birlikte 'Müslüman Sol' adlı bir girişiminiz vardı. Yollarınız neden ayrıldı? Birlikte oluşturduğumuz Yeni Siyaset Girişimi'ni çok önemsiyordum. Ama AKP'den teklif aldılar ve gittiler. Giderken bugün yaşananları, olacakları görebiliyordum, zaten bunları konuşurduk. 59 yaş, son şans diye düşündü herhalde... Ama Türk siyasi tarihi bunu yazacak. Günay gibi parti içi demokrasi mücadelesi vererek isim yapmış birisi... Parti içindeki padişahlara karşı mücadele eden Günay, gittikten sonra "Minnettarım Sayın Başbakan kendi isminin arkasına beni yazdı" dedi. Günay, bu lafı söyledikten sonra kendini bitirdi, Ertuğrul Günay olmaktan çıktı. Buna çok üzülüyorum.
Yayın tarihi: 4 Ağustos 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/04//haber,0B3BF25CF3D24F57B3F105DF2CC8C645.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.