Lenny Kravitz de İstanbul trafiğinden nasibini alarak, konsere bir saat geç çıktı.
Bir konseri zaferle atlatmanın yolu bu yazıdan geçiyor
İstanbul'un herhangi bir yerinde bir konser izlemek için ciddi bir performans sergilemeniz gerekiyor. Konsere gidene kadar ayrı hışırınız çıkıyor, konser alanında ayrı, dönerken ayrı. Çünkü mesela bu şehirde bir festival, konser olduğu zaman, yol üzerindeki trafik sadece 'festival trafiği' olmuyor. Bunun 'iş saati' var, 'metrobüs çalışması' var, 'Reina önü' var; yok yok... Bazı kuralları bilmezseniz konsere giriş, çıkış sizin için bir ıstırap haline gelebilir. Bu aralar konserler açısından epey hareketli bir dönem geçiriyoruz. İşinize yarayabilecek birkaç tüyo sunuyorum.
* Hiçbir konsere vakitlice gitmeyin. Ya (gençseniz, hevesliyseniz, fan'sanız) çok çok erken gidin ya da konserin başlamasına 10 dakika kala. İkisi arasındaki zaman diliminde gitmek (diyelim başlangıç saatinden 40 dakika önce) bir azap oluyor. Mesela Kuruçeşme Arena gibi, yol üzerinde gece kulüplerinin olduğu bir yere ulaşmak iki buçuk saatinizi alabiliyor. Keza Parkorman da Maslak yolu üzerinde olduğu için feci bir trafik içinde debelenmenize yol açabiliyor. (Bu akşam için bir tavsiye: Björk konserine gidecekler deniz yolunu kullansın. Motor saatlerini takip etsin.)
* Çoğu konserde bira fiyatlarının insafsızca pahalı olması ya da bitmek bilmeyen kuyruklar, kapı önünde leğenli biracıların birikmesine neden oluyor. Faydalanın.
* Girişlerde güvenlik görevlileriyle herhangi bir konuda "Ama niye?" tartışmalarına girmeyin. Bir kere zaten sorularınızın muhatabı onlar değil, görevlerini yerine getiriyorlar. İkincisi, bizdeki meşhur 'Yassak!' anlayışı çoğu organizasyonda devam ediyor. Hep bir engel, gereğinden fazla kural. Keyfinizi kaçırmayın.
* Konserlere gitmeden önce, evde birkaç kez tuvalete girin ve konser alanında mümkünse fazla bira içmeyin. Çünkü tuvalet kuyrukları hem fiziksel olarak acı çekmenize hem de konserin bir bölümünü kaçırmanıza neden oluyor. Bir de sağ olsun hanımlarımız içeri bir girdi mi çıkmak bilmediklerinden, kuyruk emekli kuyruğunu aratmıyor. Sirkülasyonun süper hızlı olduğu erkekler tuvaletine imrene imrene bakıyorsunuz. Böyle durumlarda erkekler tuvaletine girmekten çekinmeyin. Pisuvar bölgesini geçerken elinizi gözlerinize siper edin ve kendinizi ilk kabine atın. (Erkeklerin "Helal olsun!" diye bağırdıkları ve kendinizle manasızca gurur duyduğunuz da oluyor.)
* Konsere aç gitmeyin. Yemek alma işini grubun en az sevdiğiniz ya da bilmediğiniz parçasına denk getirin. En öndeyseniz durum başka, kıpırdayamazsınız. Ama kanaatimce fan değilseniz öne gitmek için kendinizi harap etmenize gerek yok. Bu bölge ses açısından en kısır yerdir. İtiş kakış da had safhadadır.
* Kimseye "İçeride buluşuruz, ara," demeyin. Mesaj yaz, gönder, aradı, aramadı trafiğinde konseri kaçırıyorsunuz.
* Sahnede bayıldığınız bir grup/adam/kadın yoksa bis'e kalmadan kaçın. Eve gitmeniz saatler sürer. Grup elemanları tanıtılmaya başlandıysa ya da hit bir şarkı uzadıkça uzuyorsa bilin ki sona yaklaşılıyor. Eğer fan'sanız ya da konseri çok beğendiyseniz alanın boşalmasını bekleyin.
* Kuruçeşme Arena'nın 'beleş tepe'si hemen yandaki Cemil Topuzlu Parkı. Açıkhava'nınki Hilton'un karşı kaldırımı. Bütçeyi denkleştiremeyenler soluğu burada alsın. Parkorman'ınki maalesef yok.
* Konserleri kokteyl havasında izlemekten hoşlananlar kapağı Kuruçeşme Arena'daki Turkcell Lounge'a atmaya baksın (sadece davetiyeyle girilebiliyor). Sohbet, muhabbet, fonda da (misal) sürekli Lenny Kravitz'in çaldığı bir bar gibi. İkram had safhada.
* Son olarak, gerçekten konser izlemeye gittiyseniz, sahnedeki hayatınızın grubuysa bu maddelerin hiçbirinin geçerliliği olmadığını biliyorsunuz. Bütçeyi denkleştirip trafikte delire delire, sıralarda bekleye bekleye, açsusuz, depo yüklü bir şekilde konserin başlamasını bekleyeceksiniz. İyi seyirler... mdanismend@hotmail.com
Yayın tarihi: 3 Ağustos 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/03/pz/haber,4E2EDCD62FB9407DAE311972A9B651FC.html
Tüm hakları saklıdır.