kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Ağustos 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
ŞENGÜL BALIKSIRTI

İlişkide birbirini özgür bırakmak...

Sezen Aksu'nun oğlu Mithatcan'la birlikte bir tatil beldesinde çekilmiş fotoğraflarıyla tanımıştık onu: İlhem'di adı... İki yılı doldurmuş beraberlikleri. Ve bir röportajda sormuşlar; 'Aşkınızın sürekliliğinin sırrı nedir?' diye... İlhem de "Birbirimizin ipini uzun tutuyoruz. Bu, güvenmeyi de beraberinde getiriyor. Birbirimizi sıkboğaz etmiyoruz" demiş... Ne güzel bir ifade değil mi; 'ipini uzun tutmak!' Yani bağlı olmak ama bağımlı olmamak. Karşılıklı olarak birbirine yaşam alanları bırakmak. Kendin olabilmek, kendin gibi kalabilmek. Oysa ilişkiler genellikle o ipe dolanılarak yaşanıyor. Aşk geliyor ama mutluluk getirmiyor. Herkes kendi kişiliği ve hayatı ile ilişkiyi kaybetme korkusu arasında ikilemler yaşıyor. Daha birkaç gün önce TV dizilerinde oynayan genç bir oyuncu arkadaş ile sohbet ediyorduk. "İlk kez bu kadar büyük bir aşk yaşıyorum" dedi ama hem huzursuzdu hem de mutsuzdu. "Neden?" diye sorduk. Mesleği sorun olmaya başlamış! Geç saatlere, bazen sabahlara kadar süren dizi çekimleri, sağda solda karşılaştığı erkek arkadaşlarıyla selamlaşmalar ya da kısa konuşmalar, çalan her telefon, (kim arıyor, niye arıyor sorusu) sorun olmaya başlamış... Mankenler, oyuncular, şarkıcılar... Bu dünyanın içinde olan çoğu kişi ilişkilerde bu konudan şikayetçi. Çoğunluk aşkla birlikte özgürlüğünü kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya... Karşı taraf için bu da büyük bir ikilem... O insanı o parıltılı dünyanın içinde tanıyor, etkileniyor, aşık oluyorsunuz, sonra o aşık olduğunuz insanı kendi ellerinizle öldürmeye çalışıyorsunuz... Peki aşk kalıyor mu o zaman? Bu sorunun en güzel yanıtını bir röportajımızda Ajda Pekkan vermişti; "Problem olmaması için sanatçı şapkanı portmantoya asıp, pijamalarını giyip evde oturacaksın." İşte böyle... Aşk ve başarı, hele bu dünyada, birlikte gelmiyor galiba insanın hayatına...