Bu Star Alliance mıdır ne karın ağrısıdır, büyük reklamlarla duyurulan şeye üye olmak THY'ye yaramadı.. Dünyanın dört bir yanına Türk bayrağıyla uçan ve üzerinde güneş batmayan kurumumuzla nasıl gurur duyduğumu kaç kez yazmıştım. Dünyanın en iyi hava yollarından biri olmaya hızla ilerliyorduk. THY'nin uçtuğu herhangi bir noktaya başka uçakla gitmeyi hep reddediyordum. Davetlerde bile hatta, Yasemin kibarca "Hıncal Bey, THY ile uçar" diyordu, öylesi..
Ama son zamanlarda mide bulandıran sinekler birbiri ardına gelmeye başladı..
Rötar doğallaştı. Zamanında kalkan uçağa şaşar olduk. Bu ülkenin bayrağını taşıyan uçakların bu ülke hava limanlarında özel muamele görmesi de yok. Körüğe yanaşabilen THY uçağı, artık tatlı bir sürpriz..
Son Trabzon seyahatim tüy dikti..
Şimdi, ben eşek yükü ile fark ödeyip, Business uçuyorum. Bunun sebebi, serviste rahat etmek.. El oğlu misliyle fazla aldığı parayı misliyle hizmetle ödüyor.. Bize bir minibüs geldi uçağa götürmek için, yolcu sayısı oturma yerinin iki katı.. Belediye otobüsü gibi tıkış tıkış, o sıcak yaz gününde uçağa balık istifi ayakta gittik. Bu mudur?.. Bir büyük otobüs, ya da iki minibüs olmaz mı?.. Yolcu sayısı belli, aracın kapasitesi de.. Peki o zaman CİP salonundaki THY odasını dolduran yığınla personel ne işe yarar, biri bana söyler mi?..
Uçağa geldik, körüğe tırmandık ki, tüm yolcu orda.. Dünyanın her yerinde uçak yolcularını alır, yerleştirir. Business yolcuları daha sonra gelir. Sebebi sadece Business'e rahat servis vermek de değil. Business en önde.. Onun çantası, ceketi, montu alınıp asılır yerleştirilirken, arkaya geçecekler boşu boşuna beklerler de ondan..
Her THY yer görevlisinin elinde telsiz var.. Bu uyumu bile sağlamaya yaramıyorsa, o telsiz niye var?.. İnsana biraz saygısı olan kurum bu boşvermiş görüntüyü verir mi?..
Nihayet kapıya yaklaştım ki, daha da facia..
Bir hasta çocuk, 5 yaşında falan.. Tekerlekli sandalyede bekliyor.. Yuh artık.. Çocuklar tüm uygar ülkelerde uçağa önceden alınırlar, ayak altında itilip kalkılmasın diye.. Hasta çocuk kapıda bekletiliyor. Buyrun buradan yakın..
THY titizliğini neden ama neden sadece VIP'lere gösterir, biri bana söyler mi?.. VİP kapıda, körükte beklemez, ama THY uçağı VİP'in keyfini bekler, çok gördük.. Ayıp!.. Bindik.. Servis başladı.. O dillere destan yemeklere de nazar değmiş.. Şiş ve pilav.. Ben hayatımda bu kadar rezil bir şiş tattığımı hatırlamıyorum.. Yiyemedim zaten.. Pilav da felaket.. Yahu pilavı bile kötü yapar mı, Türk mutfağı, artık?.. Ve de.. Pilav fırından yeni çıkmış.. Pirinç değil kor taneleri.. Nerde ısıtılır, nasıl böyle kaynar servis edilir?.. Hadi ettin, hostes uyarmaz mı, "Efendim çok sıcak" diye.. Ağzıma attım.. Cayır.. Dilim damağım haşlanıyor.. Henüz meşrubat servisi yapılmamış, Yangını söndüremiyorum. Tükürsem rezillik. Boğazımı da yakarak yuttum..
Yani bunu American Airlenes Los Angeles'ten New York'a uçarken yapsaydı bana, aldığım tazminatla şimdi dolar milyoneriydim.. Bizde hesap soran yok. Mahkemeye gitsem, yargıç güler.. O zaman da THY böyle umursamaz oluyor işte..
Dönüşte yaşadıklarımız tam da tüy dikti..
Çağırdılar güvenlikten geçtik. Salonda oturduk.. 15 dakika rötar yazdı ekran.. Bekledik.. Söndü, "Uçağa gidiniz/Boarding" yazdı. Kapının üzerinde dev harflerle "Boarding" yanıp sönüyor.. Biz yerimizden kalkıp sıraya dizildik, ama kapı kapalı.. Bekliyoruz gelen giden yok.. Yarım saat, tam yarım saat "Uçağa gidiniz" diye yanıp sönen kapı önünde bekliyoruz. Trabzon hava alanında o saatte görevli kaç THY memuru var bilmem, ama sırada orada "Ne oluyor" diye soracağımız ferdi vahit yok.. Yarım saat sonra, dikkat biz hâlâ hıyar gibi kuyrukta dizili bekliyoruz, Boarding söndü, "Son Çağrı" yazdı.. "Uçağa son çağrı" anonsu yapılıyor ama, hâlâ kapı kapalı ve hâlâ görüntüde bir tek THY'li yok.. İnsanla alay etmenin son aşaması bu..
10 dakika da böyle geçti ki, bir kızla bir delikanlı lütfedip geldiler.. Kapıyı açtılar.. Sıram geldi, kartımı uzattım.. Durumu anlattım. "Tam 35 dakikadır burada Boarding ve Son Çağrı yazıyor, biz ayakta, kuyrukta bekliyoruz, ayıp değil mi" dedim..
"Özür dileriz" dediler..
"Özür dileriz.." Hepsi bu!..
Kabul etmiyorum ve THY Yönetiminden bu rezilliğin soruşturulmasını, insanı insan yerine koymayan bu saygısızlığın sebebini ve sorumlulara neler yapıldığını öğrenmek istiyorum. Cezalar acımasız verilmeli ki, bir daha hiçbir THY mensubu, maaşını ve ikramiyelerini ödeyen biz müşterilerini eşek yerine koymayı aklına dahi getirmesin..
Bugünkü Tüm Yazıları
THY'ye nazar değdiği kesin!..
Yayın tarihi: 30 Temmuz 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/30//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.